Neden eğitimde büyük filozofların öğretilerini görmüyoruz? Neden düşünerek kendi düşünce sistemimizi yaratamıyoruz? Kendimizden habersiz yaşayıp, kendimizden habersiz ölüyoruz. Böylece koca bir sistemin çarkı olmaktan öteye geçemiyor ve bizden istenileni, istemeye istemeye sisteme veriyoruz.
Kapitalizm veya sosyalizm sadece tanımlardan ibaret kalıyor, hangisinin daha iyi veya kötü olduğunu görmemek için geliştirilmiş cümleler duyuyoruz. Yani hiç bir şey yapmadık diyemeseler de bir şey yaptıkları da söylenemez. Ders kitaplarının göze doluluk veren ama içi bomboş olan yazıları ve bilgi yığınları, gerçek kitaplardan uzaklaşmamız için sunulmuş birer yem. Oltanın ucunda sallanmak üzereyiz ama verilen sözde rahatlık, konfor alanımızı terk etmemize engel oluyor. Önümüze konulan ders kitapları belli bilgi kalıpları içeriyor ve ne kadar irdelersek irdeleyelim kalıplaşmış bilgileri beynimize almış oluyoruz. Yani okunan ders kitaplarından bir çok kişi aynı sonucu çıkarır. Ancak bireysel okumalarımızda aynı şeyleri algılamayız. Yaşama şekillerimiz, düşünce yapılarımız ve bilgi birikimimiz dahilinde farklı duygular hissedip, farklı düşünceler üretiriz. Kitapların bir çoğu hazinedir ancak yavaş yavaş su almaya başlıyorlarlar. Ya onları su basmadan zihinimze alırız ya da süre gelen sistemin yağlanmış bir çarkı oluruz. Sistemi yavaşlatmaya başlayınca ise her demir parçasının sonu olan bir hurdalıkta buluruz kendimizi. Ve yerimize daha genç bir çark geçer, sonu hurdalık olan.
Güneş her gün yeni beyinleri dünyaya getirirken eskilerini de toprağın altına gömer, doğan sadece bir insan değildir, gömülenin sadece bir beden olmadığı gibi. Değişimin sürekliliği içinde akıntıya karşı yürüyoruz ve boğulmak üzereyiz. Bunun için kafamızı gömdüğümüz ve günlük hayatın sorunlarını unutmaya çalıştığımız, üretilen kötü algıyı unutturma amaçlı medyadan uzaklaşmalı, düşüncelerin suç sayılmadığı bir dünyanın kapılarını aralamalıyız. Çünkü biz o kapıyı açmazsak ebedi bir karanlığın içinde kaybedilen özgürlüğüğümüzü arayacağız. Eğitilmemiş eğitimin, eğitilmemiş köleleriyiz. Sistemli bir eğitin için susmak değil konuşmak gerekir.
“Bu günlerden geriye,
Bir yarınlara gidenler kalır,
Bir de yarınlar için direnenler.”