Hafıza, insan hayatında ne kadar önemli değil mi? Anılar, yaşadıklarımız şu dünyada elimizde bulunan yegane şey değil mi? Şöyle düşünelim dünyada en sevdiğiniz insan kim? Anneniz, babanız, kardeşiniz, sevgiliniz veya en yakın arkadaşınız? Annenizle çocukluğunuzdan birikmemiş anılarınız olmasa yine de onu sever miydiniz. Ne bileyim sokakta düştüğünüzde, arkadaşınızla kavga ettiğinizde, kötü bir şey yaşadığınızda size destek olduğu, teselli ettiği bir anınız olmasa? İlla ihtiyacınız olması gerekmez, normal bir sohbet esnasında gözlerinde, sözlerinde sizi ne kadar sevdiğini anladığınız bir anı hatırlamasanız yine de onu sever miydiniz? Bunlar her sevdiğimiz insan için geçerli değil midir? Onları her an sevmemizin sebebi beraber yaşadıklarımız değil midir?
İnsanın hafızasını kaybetmesi bir anlamda bütün sevdiklerini kaybetmesi anlamına geliyor bence. Hafızayı kaybetmek her ne kadar güvenebileceği, zor anında yanında olabilecek insanları kaybetmek olsa da bir yandan da bir özgürlük vermiyor mu o insana, sonuçta artık gerçek anlamda yapayalnız kalmamış mıdır. O yüzden hafızamı kaybetsem öncelikle özgür bir insan olurdum.
Acaba hafızamızı kaybettiğimizde vicdanımızı da kaybeder miyiz? Bunun cevabını bilimsel olarak bilmiyorum ancak kendi çıkarımlarımı sizlere aktarmak isterim. Önceki yazılarımdan birinde seçimlerimizi kendimizin yaptığından bahsetmiştim. Bu çıkarımı yaparken de anılarımızdan çevremizde gördüklerimizden öğrendiklerimizle vicdanımızı oluşturduğumuzu söylemiştim. Buna göre vicdanımızın biz hafızamızı kaybetmeden önce zaten oluştuğunu kabul edersek vicdanımızı kaybetmeyeceğimizi düşünebiliriz. Bu yüzden ben hafızamı kaybetsem de hala iyi bir insan olmaya, yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmeye, sokakta bir kediye köpeğe rastladığımda onları sevmeye devam ederdim.
Peki ya kim olduğumuz? Hafızamızı kaybettiğimizde kişiliğimizi de kaybeder miyiz? Kişiliğimizin vicdanla alakalı olmayan kısımlarını kaybederdik bence. İyi insan olmak, yardımsever olmak gibi özelliklerimizi kaybetmezdik. Ancak özgüvenli veya özgüvensiz, korkak veya cesur, öfkeli veya sakin olmak gibi özelliklerimizi kaybederdik. Basit bir örnek vermek gerekirse; ben geçmişte yaşadıklarımdan ötürü ilişkilerden korkan bir insana dönüşmüştüm. Geçmişte yaşadıklarımın tekrardan başıma gelmesinden, tekrardan üzülmekten korktuğum için ilişkilerden uzak durmaya başlamıştım. Eğer hafızamı kaybetsem bu geçmişte yaşadığım olayları hatırlamayacak bu anılarımdan ötürü yaşadığım korkuyu artık hissetmeyeceğim. Ama elbette bizler sadece kötü şeyler yaşamıyoruz iyi şeylerde yaşıyoruz anılarımızdan gelen özgüveni, cesareti de kaybedeceğiz; bir nevi sıfırlanacağız. Bundan dolayı hafızamı kaybetsem kişiliğim sıfırlanırdı; her ne kadar kötü anılardan kurtulmak güzel olsa da iyileri kaybetmek çok üzücü.
Toparlamak gerekirse ben hafızamı kaybetseydim iyi bir insan olmaya devam eden özgür bir insan olurdum. Hayatına yepyeni tertemiz bir sayfa açmış yeni anılar biriktirerek yeni bir hikaye yazmaya başlamış bir insan olurdum.