Hepinize merhabalar değerli okuyucularım!
Yine uzun bir aradan sonra beraberiz , sizlerle sohbet etmeyi özlemişim. Sizler nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir:)
Bu yazımda birazda duygularımızdan konuşmak istiyorum. Başlık ilginizi çekmiş olmalı …. Yazımın daha anlaşılabilir olması için sizlere bir örnek vererek yazıma başlamak istiyorum: Hemen hemen hepinizin parasal bir banka hesabınız vardır, ve paranızın birikebilmesi için sürekli olarak yatırım yapmanız gerekir. Eğer yatırım yapmazsanız paranız birikmez yani birikim yapamazsınız. Burada anlatmak istediğim, parasal banka hesabınızın olduğu gibi “Duygusal Banka Hesabınız da ” vardır aslında . Ve oda yatırım bekler , birikim oluşturmak ister. Peki duygusal banka hesabımıza nasıl yatırım , birikim yapacağız diye sorabilirsiniz? Bu sorunuza kısaca yanıt vermeye çalışayım.
Duygusal banka hesabınıza iyi bir yatırım yapabilmek için öncelikle işe kendinizi sevmekle başlayın, size kendinizi değersiz hissettiren insanları hayatınızdan çıkartın, varlığınızdan keyif alın , kendinize güvenin, sizi heyecanlandıracak hayalleriniz olsun, kendinizi olduğunuz gibi kabul edin, bu dünyada tek ve özel olduğunuzu hissedin, bol bol gülümseyin, kendinizi doğaya bırakın, sevin, aşık olun, doyasıya eğlenin …Bunları uyguladığınız zaman duygusal banka hesabınıza çok iyi, yüklü bir yatırım yapmış olursunuz ve bu sayede çok daha güven dolu, etkili ve hoşgörülü ilişkiler kurarsınız.
Yazıma ilham olan Stephen R. Covey “Etkili İnsanların 7Alışkanlığı” kitabında bu değerli hesap için altı önemli yatırımdan bahseder:
1) Bireyi anlamak
2) Küçük şeylerle ilgilenmek
3) Verilen sözleri tutmak
4) Beklentileri netleştirmek
5) Kişisel bütünlük sergilemek
6) İçtenlikle özür dilemek
Bende sizlere şöyle sorayım o zaman;
Peki ilişkilerinizde siz en çok hangisine ihtiyaç duyuyorsunuz?
Ve hangisini en çok uygulayarak hesabınızı dolgun tutuyorsunuz?
Sizler bu soruların cevaplarını düşünürken , bende yavaştan yazımı sonlandırayım.
Duygusal Banka Hesabınıza dolgun, güzel ve iyi yatırımlar yapabilmeniz dileğimle…. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere 🙂