DÜŞÜN VE KAÇIRMA

 Size bazı şeyleri erteleyerek ya da onları yok sayarak neler kaçırdığınızı anlatmak istiyorum. Çoğumuzun bir hedefi var değil mi. peki bu hedefler karşısında yaptığımız şeyler neler ? Bazılarımız çabalarken bazılarımız erteleyerek ilerlemeyi amaçlıyor. En basitinde örnek vermek istiyorum. Evde odanı mı toplamamız gerekiyor ve bunu nerdeyse herkes erteliyor . Ve o dağınıklık bir müddet sonra seni ya bunalıma ya da yatma isteğine çekiyor sonucunda ise planını kurduğun çoğu şey iptal oluyor. Bu dediğimin belki hepinizde geçerli değil ama çoğunuzda geçerli olan bir örnekti ve her ertelediğimiz ya da yapmaktan üşendiğimiz şeyin sonucunda yapmak istediğimiz şeylerden oluyoruz . İleride büyük hayalleri olan arkadaşlarım hayalin için kaç tane şeyi erteledin? nelerdi bunlar? Bu sorduğum soruların cevabını tahmin edeyim seni ileri atabilecek şeyleri erteledin ve onlar yerine yerinde saymayı belki geri gitmeyi seçtin. Ve en çok ertelediğin şey ise çalışmaktı. Bu ders, spor, sanat ya da ev işi olabilir ama bunların hepsi bizi bir üst seviyeye taşıyacak şeyler değil mi? Ders mesela seni güzel bir üniversiteye oradan güzel bir mesleğe taşıyabilir. Spor mesela vücudunu daha dinç tutup hayatına kazandırabileceğin şeyleri arttırabilir. Ev işlerine gelir isek bunu yapmamızı genelde annemiz ister değil mi bu da annemizle olan bağı zedelemekten  geri çevirebilir. Tekrar bir düşünün bazı şeyleri ertelemeyince ne olacağını ya da şimdiye kadar ertelediklerinde sonucun ne olduğunu dediklerimi o zaman daha iyi anlayacağını düşünüyorum.

 Bazı şeyleri yok saymak dediğim kısma gelelim şimdi de. Duygular… Genelde yok saydığımız ya da üzerinde fazla durduğumuz şeylerden biri. Evet yok saymak daha iyi gelebilir ama sonucunda sana verebilecek hasar o an yok sayarak kendine verdiğin mutluluğu bile aratabilir. Bence yapabileceğimiz en iyi şey ya üstüne gidip aklındaki soru işaretlerini giderdikten sonra rahatlamak. Ya da yaşadığın anda kabullenmek. Çünkü hayatımız asla tek duygudan ibaret olmayacak bir çok iniş çıkış olacak . Bunu bir örnekle anlatmak istiyorum sizlere. Bir dönme dolap düşünün ve ona binmek için bekleyen küçük bir çocuk. Beklediği o anda ne hisseder sizce ? Biraz heyecan ve korku bence. Peki bindiğinde nasıl olur duyguları ? İlk önce en yükseğe çıkacağı için korkar ama sonra gördüğü manzarayla heyecan dolar içi ve mutlu olur, inmek istemez değil mi oradan. Ama ne yapabilir ki o dönme dolap o istediği an durmayacak o güzel manzaradan ayrılırken üzülecek belki ama dönme dolabı da durduramayacağını kabullenip o anki mutluluğuyla inecek ve bir dahaki bindiğinde hep aynı duyguları yaşayacak ilk korku sonra heyecan ve mutluluk en son üzüntü ama olacakları kabullendiği için sondaki üzüntü duygusu silinip ona mutluluk veren bir anı olarak kalacak. Bunun için size mutluluk verecek şeyleri küçük ya da büyük de olsa bir üzüntüyle mahvetmeyin yoksa o dönme dolaba her bindiğinizde tek hissettiğiniz üzüntü olacak ve mutlu anılarının hepsi silinecek. Onlarla yaşamayı öğren ve o anki heyecanını , mutluluğunu hiçe sayma.

dielate
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Bir küçük lezzet ifadesi
Sonraki
“Şarkısı Olmayan Kadınların Memleketi”

“Şarkısı Olmayan Kadınların Memleketi”

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.