İnsanlık tarihi kadar eski bir kavram olan gözetim olgusu, 20. yüzyıldan itibaren gelişen iletişim ve enformasyon teknolojileriyle birlikte yaşadığımız çağın bir realitesi olmuştur. Tarihsel olarak incelendiğinde gözetim, toplumsal ilişkilerin başlangıcından bu yana, egemen olabilmenin ayrıcalıklı bir yolu ve bireyleri farklı gözetim teknikleriyle kontrol altında tutmanın bir aracıdır.
Önceden insanlar arasındaki bağ daha kuvvetliydi. İnsanlar geniş bağlamda yaşıyorlardı. Şimdiyi ve geçmişi düşünen bir topluluktu. Fakat yaşam standartları artınca ve geleceğe yatırım yapılınca teknolojinin de gelişmesiyle insanlar eskisi kadar güvenilir olmadılar. Her yere Mobese kameraları yerleştirdiler. Tabi bu durum özel hayata müdahale olmadığı sürece faydalı konumdadır. Gözetim; yaralama, iş güvenliği, ihmal, trafik kazası, ölüm, cinayet, kapkaç, hırsızlık, gasp, esrarengiz olaylar vs. gibi olayları ortaya çıkarma halkı aydınlatma kamuoyuna sunmak açısından gözetim önemli bir unsurdur.
Yeni teknolojilerin gelişim sürecine paralel olarak ağırlık kazanan modern gözetimin tehlikelerine dikkat çeken çalışmalar da mevcuttur. Bunların başında da hiç kuşkusuz, George Orwell’ın daha ziyade baskıcı Stalin yönetiminden ilham alarak yazdığı söylenilen ünlü romanı “1984” gelmektedir.
Orwell çağının çok ötesinde bir uzak görüşlülük ile yazdığı bu ünlü romanında, Büyük Birader adını verdiği dev bürokratik organizasyon tarafından vatandaşların 24 saat gözetim altında tutulduğu bir toplumu son derece çarpıcı bir biçimde anlatmaktadır. Orwell’ın çizdiği karanlık senaryo, vatandaşların düşüncelerini bile etkisiz hale getiren bir gözetleme biçimi olduğu toplum haline gelmiştir.
Teknolojini gelişmesiyle birlikte küreselleşen dünyaya doğru gidiyoruz. Her geçen gün insanlar teknolojiye daha bağımlı hale geldi. Sosyal platformların her geçen gün daha çok çeşitleri çıktı. Yeni doğan bebeğinden tutun en yaşlı insanımızın bile sosyal medya hesapları ortaya çıkıyor. İnsanlar tanımadıkları insanların hayatlarını merak edip özel hayatlarına müdahil olmaya başladı. Özel hayatın gizliliğini ortadan kaldırmaya doğru giden bu globalleşen köyde her şey uluorta açıkta. İnsanlar yediklerinden tutun her anını sosyal medya da paylaşmak isteği içindeler. Reel hayattan koparan sosyal medya en yakınımızdaki insanlarla bile dilini kullanmak yerine mesaj atarak ya da durumlarına bakarak nerde olduklarını ve ne yaptıklarından haberdar oluyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle beraber insanların özel hayatı yok denecek kadar az diyebiliriz.
Sonuç olarak gözetim toplumunun sosyal medyada büyük bir etkisi var diyebiliriz. Hiç tanımadığımız insanlar, dünyanın diğer ucundaki insan bile bizi gözetliyor olabilir. Ve sosyal medya hesaplarından hiçbir bilgi silinmiyor. Sosyal medya hayatımızda yarar sağladığı gibi bir o kadar da zararı vardır. En önemli zararı da özel hayata müdahaledir. Sosyal medya sorunuyla beraber toplumlarda ahlaki yapı bozulur duruma geldi. Bu da yeni nesile aktarılıyor. Yani sosyal medya gelecekteki dünyayı tehdit ediyor. Sosyal medya aynı zamanda güvenlik sorunu oluşturuyor.
insanlar yaşadıkları bu çağda yapıp etikleri her şeyi paylaşmamalarını bunu kendi takipçileri dışındaki insanlar tarafından da gözetlendiklerini ve ona göre paylaşım yapmaları gerektiğinin bilincinde olmalıdır.