Dönüm noktası. Tekrar tekrar söyleyince çok garip geliyor insana, zaten düşünmek gerekirse çoğu kelimede de böyle olmaz mı? Altında tonlarca anlam yatan, büyük derecede önem taşıyan kelimeler birkaç tekrar anında değerini yitirir. Ne kadar da acı ve üzücü. Tonlarca emeğin bir kalemde silinmesi gibi bir şey olsa gerek.
Sizlerle dönüm noktası hakkında konuşmak istiyorum. Dönüm noktası yukarıda bahsettiğim gibi tekrar edilince anında anlamsızlaşan kelimelere benzer aslında ama altında çok büyük anlamlar yatar. Böyle dedim diye kelimenin farklı anlamlarını veya eş sesli kelimesi var mı diye aramayın. Altındaki anlamı ona kazandıran şey eş sesli bir kelime veya farklı anlamlara sahip olan bir kelime falan değil, sizsiniz! Evet, siz.
“Nasıl yani ya? Bu kelimeyle benim alakam ne, evde oturmuş çayımı içerken yine bir şeylerle bağdaştırıldık arkadaş.” diye düşünen varsa eğer açıklayayım. Hepimizin inişli çıkışlı bir hayatı var, bazen en dibi görüp umudumuzu kaybettiğimiz anda yükselişe geçiyor bazen ise hiç olmayacak anlarda dibi görüyoruz. Bu tarz şeyleri hepimiz olmasak bile çoğumuz yaşamışızdır bence. Peki hayatınızı baştan sona değiştirecek bir iniş veya çıkıştan bahsediyoruz desem? Bence bir tepki vermezsiniz çünkü bu tanımı hepimizi biliyoruzdur değil mi?
Sıkıcı tanımlardansa örneklerle ilerlemek her zaman daha ilgi çekici olmuştur benim için, o yüzden örneklerle ilerleyeceğim. Hepimizin bildiği bir olay olarak “Yazının bulunmasını” ele alalım mesela. Bu tüm insanlık tarihi için bir dönüm noktasıdır, bir devrin açılışıdır. İleriki dönemlere baktığımızda ise Cengiz Han’ın torunlarından Canıbek’in vebadan ölen askerleri mancınıkla bir fetihte kullanması da bir dönüm noktasıdır. Az daha ileri gidersek İstanbul’un fethi de bir dönüm noktasıdır. Aslında sizin hayatınızı etkileyen her şey bence sizin dönüm noktanızdır. Hayatınıza bu denli bir etkiden sonra kim eski hayatına olduğu gibi devam edebilir ki?
“Tarihi olayları geç bakalım. Bu kadar konuştun senin dönüm noktan ne? Onu de bana.”
Aslında benim dönüm noktam düşünmek. Evet, yanlış okumadınız düşünmek benim hayatımı değiştirdi, hem de köklü bir değişime sebebiyet verdi. Ortaokulda çoğumuzun olduğu gibi bende fazla sorumluluk sahibi olan bir tip değildim, hatta en önemli sorumluluklarımdan -belki de tek sorumluluklarımdan biri- olan ders çalışmaya bile bırakın uğraşmayı yakınından bile geçmiyordum. Ne o, tanıdık mı geldi? Benziyor muyuz sanki?
E sonuçta çocuk aklı, o anın keyfini çıkarmam lazımdı. Dersler bir şekilde hallolur, nasıl olsa kendimden eminim ya iyi bir lise kazanırdım. Peki bu kafadan nasıl çıktım? Hemen cevaplıyorum: Çıkamadım. Bu böyle devam etti ve sürekli hatırlayacağım pişmanlıklar arasında ön sıralardan yerini aldı.
Şimdi gelelim hayatımı değiştiren dönüm noktasının yaşandığı zamana yani yedinci sınıf yazına. Ramazan ayındaydık, oruçlu olduğum günlerde rutin bir şekilde yaptığım şeyi yapıyordum yani sosyal medyada geziniyordum. Sonra bir hikayeye denk geldim: “Wattpad kullanan var mı?”. Birisi çıkıp bana böyle basit bir hikaye hayatını değiştirecek deseydi gülüp geçerdim. Bu hikayeyi paylaşan kişi ise her zaman arkadaşlık kurmak istediğim bir kızdı. Bende fırsat bu fırsat diyerek hemen “Ben!” diye atıldım. Atıldım atılmasına da uygulama hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Belki bir şeyler anlarım diyerekten hemen uygulamayı indirdim telefonuma, başladım kurcalamaya. Bu kadar çabanın boşa olduğunu kızın sadece kendi yazmış olduğu hikayeye oy istediğini söylediğinde anladım. İyi birisine benziyordu ve aynı okuldaydık, iyi dostluklar her zaman istediğim şey olmuştur. Bende sohbetin devam edebilmesi adına kendi hikayemi yazma kararı aldım, işte bu karardan sonra her şey değişecekti. Günler geçtikçe iyi arkadaş olma yolunda ilerliyorduk, ayrıca kendi aramızda da bu hikaye konusunda tatlı bir rekabet başlamıştı. Zaman ilerledikçe ben hem okunma hem de oy olarak ileriye geçtim ve yazmaya devam ettim. Yazdığım gibi de okumaya devam ediyordum.
Tüm bunlar olurken o an için farkına varmasam bile düşünce yapım tamamen değişiyor ve farklı bir olgunluğa kavuşuyordu. Gel zaman git zaman yazı yazmada her gün kendimi geliştiriyordum, farklı insanlar yorumlar yapıyor ve eleştiriyordu. Bu eleştirileri dikkate alıp yazmaya özen göstererek kendimi geliştirmeye devam ediyordum. Bunların neticesinde büyük derecede acemice yazmış olduğum ilk hikayem toplam 20 bin okunmaya ulaşmıştı. Tüm bunların yanında Wattpad’in kendi kuruluşu olan Wattpad Research tarafından bir röportaj teklifi de almıştım.
Zaman ve yaşım ilerledikçe gelmiş olduğum yaşımın da vermiş olduğu merak duygusu ile birlikte araştırmaya ve daha fazla düşünmeye başladım. Bu düşünme tutkusu bende öyle bir hal almıştı ki kafamın çok fazla dolduğu hissi yaratıyordu bende. Sonrasında ise bunları yazıya dökmeyi denedim, duygularımı ve düşüncelerimi biraz olsun hafifletmek için sanki onları dağıtırmışçasına yazıya döküyordum. İşin beni mutlu eden tarafı ise bunun işe yaramış olmasıydı, her yeni yazıda kendimi rahatlamış hissediyordum.
Başta öylesine yazmış olduğum basit bir hikaye tüm hayatımı çok büyük oranda etkilemişti. Bazen öyle anlar oluyor ki bizim kontrolümüz dışında tüm hayatımızı etkisi altına alıyor. Evet, belki bu anlarda kontrol bizde olmuyor ancak bu anların doğurduğu sonuçları kendi lehimize çevirmek için savaşmak tamamen bizim kontrolümüzde.
En başta istediğim şeyi elde ettikten sonra yazmayı bırakıp arkadaşlığıma devam edebilirdim fakat ben bunun yerine yazmaya devam ettim. Her gün kendimi geliştirdiğimi hissediyordum ve bence bu konuda da haklıydım. Günümüze geldiğimizde ise şu anki olduğum kişi bu olaya bağlanıyor, hayatımın büyük bir parçasını bu olay oluşturuyor da diyebilirim. Peki benim için dönüm noktası bu değildir de nedir?
Şu an Kooplog’da ve kendi sitem de makaleler, eleştirel yazılar ve bunun gibi kendi düşüncemi aktardığım yazılar yazıyorum. Buna ek olarak ise kendi kitabım için çalışmalara başladım. Tüm bunların sebebi ise o gün görmüş olduğum basit bir sosyal medya hikayesiydi. Hayat iyisiyle kötüsüyle sürprizlerle dolu. Önemli olan bu sürprizlerden en az hasarla veya olabildiğince faydayla çıkabilmek. Umarım sizlerde hayatınızı sizin adınıza iyi yönde etkileyecek dönüm noktaları yaşarsınız. İyi günler dilerim 🙂