Bence evet. Hayatın bir çok bölümü içine kapanık insanların kendine yer bulamayacağı şekilde. Bu göz korkutmasın. Çünkü girişkenlik ve çekingenlik net çizgiyle ayrılmış iki uç değil. Daha çok geniş bir skala. Kendinizi tam en uçta hissediyorsanız da korkmayın. Bu değişebiliyor. Hatta değişiyor. Girdiğin ortamlar ve aldığın yaşlara bağlı olarak karakterde de değişiklikler oluyor elbet. Bir çocuk düşünün şöyle 5 yaşlarında olsun. Ebeveynlerine bağlı. Onların olmadığı bir ortama sahip değil. Böyle bir çocuğun aşırı çekingen tavırlar sergilemesi çok normal değil mi? Güven alanından çıkmasını gerektirecek hiçbir şey yok. Sonra bu çocuk büyüse 1000km uzakta başka bir ile üniversite okumaya gitse. Bakınız burada öncelikle en az 18 yaşında bir insandan bahsediyorum. İlkokul, ortaokul görmüş. Liseye gitmiş. Belki dershanelere, kurslara gitmiş. En az 3-4 farklı ortamı olmuş. Sizce o 5 yaşındaki çocuk kadar çekingen midir insan ilişkilerinde. Sonra üniversite, reşit olmak, kendi sorumluluklarını kendi üstlenmek zorunda olmak. Bunlar insanın o içe kapanıklığını üzerinden biraz da olsun atmasını sağlayacak şeyler.
Şimdi çekingenler ve bir çok işi ebeveynleri tarafından yapılan insanların diğer türlüsünden korkması normal. Ben doktora gidip de şuram ağrıyor diyemezdim. Tüm doktor randevularımda yanıma annemin gelmesi gibi bir imkanım olduğu için ona yıkıyordum tüm işi ister istemez. Sonra daha küçükken markete girmeye çekinirdim. Kasadan fiş alacağım, kasiyerle konuşacağım diye. Bir insan markete girmekten ne kadar geri durabilir ki? Bir yerden sonra zorunda kalıyorsun. Ve bir kez alıştıktan sonra marketlerin içinde rahat rahat gezinip seçme imkanın var diye marketleri bakkallardan daha çok sever oluyorsun gibi gibi gibi. Çekingenim diye geri durmak pek bir işe yaramıyor. Ama bir kez kendini işin kucağına atınca sonra alışkanlık yapıyor. Bu hayata adapte olmak istiyorsanız çabalayın. Sizden tam diğer uca geçmeniz zaten beklenmiyor. Sadece size sıkıntı veren çekingenliklerinizi biraz aşın yeter.