Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı kitabını lisedeki felsefe hocamın tavsiyesi üzerine okumaya başladım. İyi ki de okuyup bitirdim çünkü okuduğum ilk felsefi kitabın olmasının yanında ufkumu açmama yardımcı oldu. Eser son derece sade bir dille kaleme alınmış. Okuyucunun dikkatini dağıtacak, gereksiz ayrıntılara inilmemiş. Kişilerin psikolojik olayları son derece mükemmel bir tarzda yapılmış. Herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. İsterseniz Kafka’yı beraber inceleyelim.
Franz Kafka 1883 Prag doğumludur. 20. Yüzyılın Modern Alman Edebiyatının öncülerinden biridir. 1923 yılında ailesinin baskısından kurtulmak ve yazabilmek için Berlin’e yerleşen Kafka, burada dönüşüm adlı kitabını yazmayı bitirir. Eserlerini yayımlamaya başlar ve uzun zaman sonra 1917 yılının bir Ağustos ayında Kafka’nın ağzından bir miktar kan gelir. Derhal hastaneye kaldırılan yazara, akciğer kanseri teşhisi konulmuştur. Bir yıl sonra ise ağır bir gribe yakalanır. Kanser gırtlağa kadar yayılmış konuşma yetisini kaybetmiştir. Hasta çok ileri boyutlara vardığı için cerrahi operasyon yapılamaz. 3 Haziran 1924 yılında yaşama veda eder. Öldükten sonra da anne ve babasının bulunduğu mezarın yanına defnedilir. Kafka’nın Prag’da yaşadığı ev müze haline getirilmiştir.
Dönüşüm Kitap Özeti
Ana kahramanımız olan Gregor Samsa kâbuslarla ve kötü rüyalarla dolu düşlerden uyandığı bir sabah kendini yatağında böceğe dönüşmüş olarak bulur. İlk başta gördüklerinin gerçek olduğuna inanmaz. İnanmak istemez çünkü böyle bir şeyin imkansız olduğu düşüncesindedir gakat yatağından kalkmak isteyince böceğe dönüşmüş olduğuna inanmak zorunda kalır.
Her sabah işe gitmek için bindiği trenin saatinin çoktan geçtiğini fark eder. Başta çalar saatinin çalmadığını düşünür, fakat çalar saati her sabah ki gibi çalmıştır. Ama o saati duymamıştır. Samsa yataktan kalkmak ister fakat artık sahip olduğu birbirinden bağımsız hareket eden çokça bacaklar buna izin vermemektedir. Haliyle büründüğü bedene alışamaz.
Annesi oğlunun uyanamamış olduğunu sanır ve kapıya vurmaya başlar. Kilitli kapının arkasından oğlunu uyandırmaya çalışır. Gregor kalktığını söyleyerek annesini savuşturur ancak sesi çok garip çıkmıştır. Annesi onun hasta olduğunu düşündüğü için üstelemez. Gregor büyük uğraşlarla yatağından kalkar, yeni vücuduna alışması hiç de o kadar kolay olmayacaktır. Saat sekiz civarında patronu eve gelir ve çok kızgındır. Gregor’a birkaç soru sorar ancak Gregor artık konuşamamaktadır. Sesi hayvan sesi gibidir. Patron ise kapıda Gregor’un anne ve babasına Gregor’un yaptığı davranıştan dolayı iş yerindeki yerinin sağlam olmadığını söyler. Gregor kapıyı zorlukla açar. Patronu onu görünce korkudan evden kaçar; annesi ise bayılmıştır. Babası onu sopa darbeleriyle odasına geri sokar. Gregor ailesinin ve patronunun ona verdiği tepkiden sonra böceğe dönüştüğünü kesin olarak kabul eder.
Gregor artık dev bir böcektir ve görüntüsüyle beraber yemek alışkanlığı da değişmiştir. Artık eskiden sevdiği yiyecekler yerine bozulmuş yiyecekleri tercih etmektedir. Grete bunu fark eder ve artık onun hoşuna gidecek bozuk yiyecekler bırakır odasına. Zaten Gregor’la ilgilenen bir tek kız kardeşi Grete’dir. Grete abisinin odasını temizler, ona yiyecekler getirir. Gregor’da hep kardeşinin hayal ettiği okula onu göndermenin planlarını yapar. Grete, keman çalar ve konservatuvara gitme hayalleri kurar. Gregor’da bu hayali gerçekleştirmek için çalışmaktadır ve Noel arifesinde bunu açıklayacaktır. Gregor’un babası evlerinin bir odasını üç arkadaşa kiralar. Ve babası bu kiracılara Gregor’a göstermediği ilgiyi hassasiyeti gösterir. Bu durum Gregor’u çok üzer.
Gregor’un iyileşeceğinden ümidini kesen Grete kendine bir iş bulur. Zaten Grete abisine eskisi gibi iyi davranmamaktadır. Gregor’un odası pislik içindedir. İş bulduktan sonra abisinin evden atılması gerektiğini dile getiren ilk kişi Grete’dir. Babasının Gregor’u elma bombardımanına tutmasıyla Gregor’un sırtında açılan yara Gregor’un ölümüne sebep olur. Bir sabah evin hizmetlisi Gregor’u odasında ölü bulur, aile bireylerine haber verir. Aile bireyleri durumu gayet normal karşılar ve günlük hayatlarına devam ederler. Gregor’u da hizmetli faraşla çöpe atar. Ailecek uzun zamandır planladıkları seyahate çıkarlar.
İnceleme
Toplumun kalıplaşmış, işlevini çoktan yitirmiş olan akışına bilinç düzeyinde başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı biçimde dile getirir. Gregor Samsa’nın metamorfoz dediğimiz başkalaşım geçirmesi, bir böceğe dönüşmesi, salt bir çarkın kaskatı dişlisi, eleştirilmeyen, ama yalnızca boyun eğen bir toplum teki olmaktan çıkma anlamı taşır ve elbette toplumca dışlanmaktır. Hikayelerdeki kahramanların her biri modern toplumun üyelerini temsil etmektedir. Başkahraman Samsa aynı zamanda sanayi toplumunun yalnız ve çaresiz bir üyesi olarak sunulmaktadır. Samsa kentin varoşunda zor şartlar altında yaşayan bir pazarlamacı olarak çalışmaktadır. Yaşamını o kadar mesleğine adamıştır kilisesindeki değişikliği de meslek hastalığı olan sert bir soğuk algınlığının belirtisi olduğundan en ufak bir kuşku bile duymamaktadır.
Gregor böceğe dönüşmesini kendisi için önemli bir sorun olarak görmemekteydi. Böceğe dönüşmüş olmasına rağmen bilincinde hiçbir değişim olmamıştır. Ona göre en büyük sorun işini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmasıydı. Çünkü işine aşırı derecede bağlıydı. Bu nedenle böceğe dönüşse de işe gitmek için elinden geleni yapmaya çalıştı. Önce ağzıyla odanın kilitli kapısını açtı, daha sonra kendisini bekleyen temsilcinin yanına gitmek için hareket etti.
Temsilcinin Gregor’a biçtiği değer, modern toplumlardaki bireyin toplum içindeki konumuna karşılık gelmektedir. Modern toplumlarda birey yerine getirdiği fonksiyonu ile özdeşleşmektedir. İnsanın değeri, yaptığı işe eşdeğer görülerek onun insan olarak varlık itibarı göz ardı edilmektedir.
Kapitalist bir sistemin çalışanı olan Gregor’un üzerinde anne, baba ve kız kardeşinin sorumluluğu bulunmaktaydı. O tek başına ailenin geçimini temin ediyordu. Gregor’un işsiz kalması aile bireylerinin ona verdiği değerin de azalmasına neden oldu. Bu durum iktisadi olgunun sosyolojik yönüyle ilgili bir husus olarak ele alınabilir.
Gregor’un babasıyla ilişkisi de soğuk ve gerilimlidir. Böceğe dönüştükten sonra babasının bastonuyla her an öldürülme tehdidi altında olan Gregor bir gün babası tarafında elma bombardımanına tutulur. Burada atılan üç elma Hristiyanlıktaki teslis inancına atıfta bulunmaktır.
Gregor acınacak halde olmasına rağmen babası ona düşman gibi davranıyordu. Fiziksel değişim geçirdikten sonra daha ezik hale gelen Gregor, değişim geçirmeden önce ezik olsa da ailenin geçimini sağladığı için birinci plandaydı. Görülüyor ki aile içindeki ilişkileri para belirlemektedir. Eserde paranın modern toplumlarda her şeyin önüne geçtiği, toplumsal ilişkileri de doğrudan etkilediği mesajı verilmektedir.
Gregor’un kız kardeşiyle olan ilişkisi de gerilimlidir. Başlangıçta Gregor’un ihtiyaçlarını gideren ve sürekli onunla ilgilenen kız kardeşinin daha sonra ona karşı tutumu değişir. Kız kardeşi çalışmaya başlar ve ekonomik bağımsızlığını kazanır. Ekonomik güce sahip olmasıyla birlikte artık Gregor’a olan yaklaşımında değişimler meydana gelir. Anne ve babası gibi artık oda Gregor’u istememektedir.
Sonuç
Kafka’nın eserde ele aldığı yabancılaşma türü bireyin kendine yabancılaşmasıdır. Kafka anne babasına karşı evlat olarak, devlet ve toplum yapılanmasına karşı birey olarak kendini eksik hissetmektedir. Yazdığı eserlerinde hep bu sözünü ettiği eksiklik, zayıflık yönlendirmiştir onu.
Gregor’da yabancılaşma duygusu böceğe dönüşür dönüşmez değil, ailesi tarafından dışlandığında ortaya çıkar.
Kız kardeşi Grete, Gregor böceğe dönüştükten sonra artık dış görünüşü değişen kardeşine karşı yabancılaşır.