Milyonlarca Doğu Türkistanlının Çinin Nazi toplama kamplarında kaldığı, yüz binlerce insanın anayurtlarından sürgün hayatı yaşadığı ve Çinin kardeş aile projesi dediği aslında bir sapkınlık projesi Çinli erkekler Uygur ailelerin yatakhanelerine kadar girip Uygur kızlarına ve kadınlarına musallat olup, mahremlerine saldırıyor. Doğu Türkistan’da zulüm bitmek bilmiyor. Neredeyse her aileden en az bir kişinin zindanda olduğu mazlum coğrafyada, büyük bir insani dram yaşanıyor.
Doğu Türkistanlı çocuklar zorla ailelerinden alınarak Çinlileştirme merkezleri olan kamplara,kreşlere yerleştirilmektedir.Bu uygulamalar, Doğu Türkistan’da büyük bir toplumsal trajedi yaşanmasına sebep olmaktadır.
Çin işgal yönetimi Uygur çocukları asimile etmek amacıyla elektrikli dikenli teller ve yüksek duvarlarla çevirip kamera sistemleriyle içerideki her hareketi izlediği, kapısında silahlı askerlerin nöbet tuttuğu ve çocukların aileleri dâhil herkesle temasını kesen devasa büyüklükte “Çinlileştirme” kampları inşa etmektedir.
Doğu Türkistan’da çocuklar ailelerin rızası dışında zorla alınarak başka bölgelere transfer edilmekte ve ailelere çocuklarının izi kaybettirilmektedir. Yerleri gizli tutulan bu kamplardaki uygulamalarla ilgili bilgiler de son derece sınırlıdır. Çin’in asimilasyon politikası çerçevesinde ilk olarak çocukların kimlik bilgilerini değiştirdiği, daha sonra bu çocukları Çinli ailelere evlatlık verdiği haberleri yanı sıra çocukların çeşitli araştırmalarda denek olarak kullanıldığı, organ ticareti için katledildiği, fuhuş amaçlı kullanıldığı vb. haberler de gelmektedir. Çocukları ellerinden alınan Doğu Türkistanlı aileler, çocuklarının akıbetinden büyük endişe duymaktadır.
Türklerde aile kutsaldır. Bunu bilen Çin emperyalizmi Doğu Türkistan’a aile yapısını hedef alıyor. Doğu Türkistanlıları ailelerini parçalayarak asimle etmek istiyor.
Doğu Türkistan’da işgalci Çinin aşırılık ve radikalizmle mücadele adını verdiği komik gerekçelerin hedefinde Doğu Türkistanlıların entelektüelleri, sanatçıları, akademisyenleri, gazetecileri ve yazarlar,Din önderleri geliyor.Bunlar genellikle toplumun en aydın kısmını oluşturuyor.Çinliler Doğu Türkistanlıları kısa sürede asimle etmek için Doğu Türkistanın aydın kesimini toptan yok etmek istiyor.
Çin faşizminin nazist sömürgeci kodları Doğu Türkistanın kültürel kimliğini yok etmek için aydınlarını ve sanatçılarını da hedef alıyor. Aralarında ünlü profesörler, yazarlar, akademisyenler ve gazetecilerin de olduğu kesin olarak teyit edilebilen 150’den fazla isim gözaltına alın ve akıbetleri bilinmiyor.
Her geçen gün daha da vahşi bir hal alan Faşist Çin hükümeti, Uygur Türkleri’ne yönelik soykırım politikasını uygulamaktan vazgeçmiyor. Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistan Türkleri Çin İşgalindeki Doğu Türkistan’da Çinin zulüm kamplarında yaşananları, Doğu Türkistanlıların acılarını ve kayıp ailelerinin hikâyelerini , insanlığın vicdanına seslenerek soruyor ”Ailem nerde”?.
Jevlan Shirmemet, Çinin Nazi toplama kamplarında olan Annesi Suriye Dursunun kurtulması için yardım bekliyor.Sesimi duymayanlara sessizliğimle duyurmak istiyorum. Annemi serbest bırakın.” diyerek. Çin yönetimine ÇKP’ye Türkiye’deki Çin konsolosluğuna Türk devleti yetkililerine sesleniyor.
Medine Nazimi;Kızkardeşi Mevlüde Hilal ve yavrusunun Çinin zulüm kamplarından kurtarılması için eylem yapıyor.Bu eyleminin Kız kardeşinin özgürlüğünü kavuşuncaya kadar süreceğini söylüyor.Çin işgal yönetimin Türkiye’deki konsolosluğuna sesleniyor. Türk hükümeti ve Türk siyasilerden yardım bekliyor.
Mağfire Emin;Çinin nazi kamplarında tutulan ağabeyisini arıyor.
-Mağfire Emin ,Ben bir kız kardeş olarak ağabeyimin nerede, hangi cezaevinde ya da hangi toplama kampında olduğunu bilmek istiyorum. Öyle bir durum ki bu; hayatta mı yoksa vefat mı etti bunu bilmek istiyorum. Bir kardeş olarak en azından bunu bilmeye hakkım var. Ve benim durumumda olan nice Doğu Türkistanlı kardeş, abla, ağabey, anne, baba var!
İlminur Yusuf: Çinin insanlık dışı işkence ve ölüm merkezleri olan Nazi kamplarına kapatılan ve Annesini arıyor.
-İlminur Yusuf;Küçükken her zaman peşimden koştun,yaptığım tüm yaramazlıklara rağmen beni sevdin. Şimdiyse bana en muhtaç olduğun zaman yanında olamadım, çektiğin zulmü durduramadım,yaralarını saramadım.canım annem
Gulaysha Oralbay,iki kız kardeşi bir ağabeyisi toplama kampında . En yaşlı abisi de 1 sene toplama kamptında kaldı, burnunda durmadan kan akma sebebiyle serbest bırakılmış.80 yaş daki Annesi tek başına yaşıyor. Çocuklarının hasretinden hem fiziksel hem ruhsal hasta olmuş.
-Gulaysha Oralbay,Zor olsada mücadele edeceğim.asla umudumu kaybetmedim. Dünyada başarılmaz bir iş yok. Kardeşlerim Çin toplama kampta insan dayanılmaz işkence çekiyor! Kalbim kan ağlıyor! Kardeşlerimin mutlaka özgürlüğüne kavuşacağına inanıyorum. Adalet ve hakikatın gücüne inanıyorum diyor.
Ömer Yusuf,babasının tutuklandığını öğrenmiş, toplama kamplarında hapishanede veya hayatta olup olmadıklarına dair hiçbir bilgi ağabeyisine 7 sene kız kardeşi Reyhan Yusuf’a 14 senelik hapis cezası verildiğini öğrenmiş, İstanbul’daki Çin konsolosluğuna soruyor. ”Ailem nerede” Çin yetkililerine sesleniyor ”Ailemi serbest bırakın” diye ..
Ömer Faruh, Çin devleti tarafından alı konulan Türkiye cumhuriyeti vatandaşı Kızlarını arıyor, Çin konsolosluğu önünde eylem yapıyor Türk yetkililere ve Çin konsolosluğuna soruyor. Kızlarım nerede diye?
Lokman Abdullah,”10 seneden beri Türkiye’de yaşıyorum. Kardeşlerim, abilerim ve akrabalarımın hepsi Doğu Türkistan’da. 2 Nisan 2017’den beri akrabalarımdan haber alamıyorduk. 5 gün önce onlardan haber aldık. Abilerim ve kardeşim toplama kamplarına atılmış. Abimin 2 çocuğu da hapse atılmış. Bana gönderdikleri fotoğraflarda, evlerimizde Çinli erkeklerle beraber oturdukları görülüyor. Doğu Türkistan’da havalar çok soğuk ve Çinlilerin domuz etinden yapılan bir yemeği var. Bu yemeği abilerime ve kardeşlerime zorla yaptırdıklarını gösteren fotoğraflar gönderdiler. Çinlilerin kız kardeşlerimle ve yengemlerle beraber oturdukları fotoğrafları gördüm ve çok öfkelendim.” dedi.
Abdulhekim Mehmet Emin,”Doğu Türkistan’da zulüm yoksa ailem nerede?”
Doğu Türkistan’da yaşanan zulümleri dile getiren ve bu zulmü görmek istemeyen Doğu Perinçek’e seslenen Abdulhekim Mehmet Emin, “Eğer orada bir zulüm yoksa kardeşlerim, abilerim ve kayınbabam nerde?” diye sordu.
Mehmet Emin, “Doğu Perinçek Türkistan’da zulüm yok diyor. Peki öyle bir zulüm yoksa benim abilerim ve kayınbabam nerede? Aldığım bilgilere göre aile üyelerimin hepsi şu an hapishanede. Doğu Türkistan’da zulüm yoksa neden ailelerinden ayrılar ve hapishanedeler?” ifadelerini kullandı.
Alim Can Turde,”Ben canımdan geçerim ama davamdan vazgeçmem”
Çin Konsolosluğu önünde nöbetler tutarak ailelerinden haber alabilmek için günlerdir bekleyen Alim Can Turde, davalarından vazgeçmeleri durumunda yardımcı olacakları yanıtını aldıklarını söyledi. Turde, “Ancak canımdan vazgeçebilirim fakat davamdan vazgeçmem!” dedi.
Turde, “2013’te İstanbul’a geldim ve 7 senedir burada yaşıyorum. Doğu Türkistan’daki ailem ve akrabalarımdan haber alamıyorum. 4 senedir ailemi hangi kampa götürdüklerini bilmiyorum. Pankartlarda gördüğünüz fotoğraflarda benim akrabalarım var. 6 gün boyunca Çin Konsolosluğunun önüne giderek kayıp olduklarını, nerde olduklarını anlamak için dilekçe vermeye gittik. Şimdiye kadar bize herhangi bir bilgi vermediler ve kayıp olduklarına binaen haberleri yalanlamadılar. Bizlere ‘Türkistan devleti kelimesini kullanma, bayrağını beraberinde getirme, aynı zamanda Komünist Çin devletine bağlılığını internet sitemizde yayımla seninle iletişime geçeriz.’ dediler. Ama ben canımdan geçerim ama vatanımdan geçmem.
Çin Konsolosluğu Çinin Nazi kamplarında esir tutulan mağdurların aileleri konusunu soran mağdur yakınlarına ilettikleri yazı ahlaksızca teklife bakın bu teklifle hem Uygurları kandırıyor hemde Doğu Türkistanlıların davadan vaz geçmeleri için şantaj yapıyor. Mail yoluyla gönderilen mektupta ” bölücülük bayrağı taşımak Sözde Doğu Türkistan ifadesini kullanmak,Çin hakkında karalama yapmak, sosyal medya hesabında bölücü örgütler ve şahıslarla görüşmeyeceğinizi açıklayan bir postayı lingshibaohul@gmail adresinize gönderdiğiniz taktirde konsolosluk yetkilileri sizinle bağlantıya geçecektır.deniliyor.
Ey İnsanlık neredesin !masum aile üyeleri serbest bıraksılsın diye eylem yapan kardeşlerimize neden duyarsızsınız? Kedi,köpek kayıp olsa arayan insanlar,milyonlarca Uygurlar kayıp olurken sessizliği tercih ediyor,bu kadar kör olmayın lütfen!
Kimi kampa alınan çocukları için, kimi 92 yaşında hapse atılan dedesi, kimi özürlü babası için Çin Konsolosluğu’nun önünde “aile nöbeti” tutuyor.#DoğuTurkistan yaşama, inanç, özgürlük.. tüm haklar ihlal edilmiş; soykırım gerçekleşiyor! Bu zulme sessiz kalamayız!
·