BİN TUEN : İşgalcı Çin’in Uygurlara utanmazca yutturmaya çalıştığı Sözde İnşaat ve Üretim Ordusu, 20.yüzyıldaki Çin sömürgeciliğinin Doğu Türkistan’daki kolonizatörleri ve çağımızın demode olmuş Sömürge güçleridir.
Çin’de Komünizmin iktidara gelişinin ardından Mao’nun başlattığı Büyük Atılım’ın en önemli parçalarından birisi de Doğu Türkistan gibi etnik farklılıkların olduğu bölgelere yapılan yatırımlardı. Bu atılım çerçevesinde, sözde Doğu Türkistan’ı geliştirmek ve ilerletmek için Bintuan adı ile bilinen Sincan Üretim ve İnşaat Ordusu (XPCC) kuruldu. Bu ordunun sözde sivil bireyleri, Çin’in geri kalmış bu bölgesini kalkındıracaklardı. Bunun için ülkenin dört bir yanından Çinliler bu bölgeye getirildi ve kurulan çalışma kamplarında çalışmaya başladılar.
Çin yönetimine başkaldıran Müslümanların bastırılması için kurulan askeri birliklerin işi azaldığında, tarımsal kalkınma projelerine destek vermeleri için oluşturulan birlik 1975 yılında feshedildi. 1981 yılında Bintuan, “10. Üretim Birimi” gibi garip bir isimle tekrar oluşturuldu ve bugün de aktif olarak işlemektedir. Bu birim bir milyonu işçi olmak üzere 2.28 milyon kişiden oluşmaktadır. Bintuan’ın farklı sorumlulukları vardır. Uygurların bağımsızlık hareketlerinin en acımasız şekillerde bastırılması, “laogai” olarak anılan toplama kamplarının idare edilmesi, yüz binlerce Çinli suçlunun yeni yerleşim yerleri olan Doğu Türkistan’a getirilmelerinin organize edilmesi bunlardan bazılarıdır.
Doğu Türkistan’daki İşgalcı Çin’in Kolonist ve Sömürgeci Ordusu Bing Tuen(1950)
Bing Tuen’ın asıl amacı Doğu Türkistan’ı etnik Han Çinli kolonisi haline getirmek ve sömürgeleştirebilmektir. Örneğin James Seymour New Ghosts Old Ghosts- Prisons and Labor Reform Camps in China (Eski Hayaletler Yeni Hayaletler-Çin’de Hapsihaneler ve İşçi Reform Kampları) adlı kitabında, Bintuan hakkında çok detaylı bilgi verir; Bintuan’ın hapishaneler ve çalışma kampları ile kurmuş olduğu ağı deşifre eder. Bintuan, Doğu Türkistan’ın kuzeyi ile güneyini birbirinden ayıracak bir hat üzerine kurulmuştur. Milyonlarca hektarlık bir arazi üzerinde hak sahibidir ve nüfusunun büyük çoğunluğunu Çinliler oluşturur.
Uygur Özerk Yönetiminden bağımsızdır ve kendi güvenlik kuvveti, mahkemeleri, tarımsal ve endüstriyel yatırımları vardır. Ve elbette tüm bunların yanı sıra geniş bir alanı kapsayan çalışma kampları ve hapishaneler de Bintuan’ın denetimindedir.
İşin daha da ilginç olan yönü, Kızıl Çin’in her türlü insan hakkına karşı olan bu sözde üretim birliklerinin, yakın geçmişte, Dünya Bankası tarafından da finanse edilmiş olmasıdır. Bunun için Çin, Atılım Projesi adını verdiği bazı programlar belirlemiş ve bu programları Dünya Bankası’nın da desteklemesini sağlamıştı.Buna göre, sözde Doğu Türkistan bölgesinin ilerlemesini ve gelişmesini sağlamak amacı ile çeşitli çalışma sahaları oluşturulacak ve bu alanlar sayesinde bir yandan bölgenin ekonomik olarak kalkınması sağlanacak bir yandan da yerli halka iş imkanları oluşturulacaktı. Ancak projenin hayata geçirilişi kağıt üzerinde belirlendiği gibi olmadı.
Çünkü bu iş alanları, başta Doğu Türkistanlılar olmak üzere Çin’in suçluları cezalandırmak için kurduğu zorunlu çalışma kamplarıydı. Elde edilen gelir de bölgenin değil, Çin’in ekonomisine katkıda bulunuyordu. İşte Dünya Bankası’nın bizzat destek verdiği Atılım Projesi’nin asıl yüzü buydu. Dr. Paul George 1998 tarihli bir raporda bu durumu Harry Wu’nun nasıl açıkladığını şöyle vurgulamıştı:
XPCC konusunda Dünya Bankası 1996’da büyük bir tartışmanın içine girmek durumunda kaldı. Çin’in ünlü muhalif isimlerinden Harry Wu, Birleşik Devletler Dış İlişkiler Komitesi önünde verdiği ifadesinde, organizasyonun (XPCC) Doğu Türkistan’da Dünya Bankası desteği ile yürütülen atılım projesi kapsamında 14 zorunlu çalışma kampını idare ettiğini söyledi. Dünya Bankası fonunun Uygur halkına yardım için kullanılması gerekiyordu, ancak iki Uygur kökenli XPCC yöneticisinin de onayladığı gibi bu fon, Çin’in bölge üzerindeki denetimini güçlendirmek ve muhalif kişilere karşı daha sert tedbirler alabilmek için kullanılmıştı.
Yetkililer ilerleyen yıllarda, Bintuan’ın topraklarının üç kat daha genişleyeceğini tahmin etmektedir. Çünkü Doğu Türkistan toprakları içinde yavaş yavaş bağımsız bir Çin eyaleti oluşturulmaktadır. Ayrıca Bintuan Çin tarafından her zaman için Doğu Türkistan’da düzeni sağlayan temel unsurlardan biri olarak görülmüştür. Bunun en önemli örneklerinden biri, 1997 yılında Gulja’da çıkan ayaklanma sonrasında Bintuan’ın 4. Birliği’nin bölgeye konuşlandırılması ve Uygurları yakalayıp tutuklaması için kullanılması olmuştur. Bintuan bugün de hala Müslümanlara karşı olan sindirme görevini titizlikle devam ettirmektedir.
Kızıl Çin hükümeti adam öldürmekten, tecavüzden, hırsızlıktan yargılanmış ve hüküm giymiş yüz binlerce kişiyi Bintuan denetimindeki çalışma kamplarında cezalarını çekmeleri için Doğu Türkistan’a göndermekte, ancak cezasını çeken kişilerin tekrar Çin’e dönmesine izin verilmemektedir. Bu kişilerin pek çoğu Uygurların zorla çıkarıldıkları topraklara yerleştirilerek burada çalıştırılmaktadır. “Reforma uğramış çiftçiler” olarak adlandırılan bu kişilerin daha sonra ailelerini de yanlarına almalarına müsaade edilmekte ve bu şekilde tamamen Doğu Türkistan’a yerleşmeleri sağlanmaktadır.Söz konusu reforma uğramış çiftçilerin sayısının artması ile birlikte Doğu Türkistan’da suç oranları da yükselmiş, özellikle Müslüman Türk halka karşı uygulanan hırsızlık, adam öldürme, tecavüz ve çocuk kaçırma olaylarının sayısında artış olmuştur. Kaçırılan Uygur çocukların ise çoğu zaman izi bulunamamaktadır. Doğu Türkistanlılar , çocuklarının ya Çin’e götürülüp orada satıldıklarından ya da öldürülüp organ ticaretinde kullanıldıklarından endişe etmektedir. Ne var ki çoğunluğunu Çinlilerin oluşturduğu polis teşkilatı Uygurların şikayetlerini ciddiye almamakta ve onları korumak için hiçbir girişimde bulunmamaktadır.Doğu Türkistan’da, etnik Han Çinlisi aşırı milliyetçi ve Şövenistleri olan Bing Tuen Faşistleri, ülke’yi soyan,çalan ve çırpan,devlet içinde bir devlet olan kanuntanımaz bir sömürge ordusudur. Doğu Türkistanlılara katliamlar uygulayan vahşi, insanlık düşmanı tamamı Çinlerden oluşan aşırı milliyetçi paramiliter çetelerdir. Bölge’deki bütün kriz ve huzursuzluların temel kaynağıdırlar.