Bu “Dindar Gençlik” yetiştirme politikasını anlamıyorum.
Bizim ülkemiz, “laik” bir devlet. Laik devlette, daha doğrusu laiklik ilkesinin hâkim olduğu ülkelerde, toplumun yaşantısına, özellikle kamu yaşantısına “din öğretilerinin” sirayet etmesine müsaade edilmez.
Dindar ve kindar nesiller yetiştirerek, ne hedeflenir?
Bir devletin eğitim ve öğretim sistemini çağdaş eğitim ve öğretim modelinden arındırarak, din ağırlıklı bir sistemle ikame etmesi, neyin nesidir?
Pekâlâ, bir devlet, gençlerini kötü alışkanlıklardan ve davranışlardan korumak için, onların psikolojik gelişimlerinin düzgün olarak yeşermesi için, düzgün ve rasyonel, yine bilim ve aklın doğrultusunda önlemler alır.
Ama… Bir siyasal iktidarın/hükümetin, gençler üzerinde hem siyasal mühendislik hem de sosyal mühendislik addedilecek birtakım projeler içinde olması, işte başta da dediğim gibi “dindar” nesiller yetiştirilmesinin öncüllenmesinin hedeflenmesi…
Sadece ve sadece toplumu “bölmekten” başka bir işe yaramaz.
Bir devletin veya siyasal iradenin görevi, özellikle laik, demokratik hukuk devletinin işlevi, gençlere aydınlık yarınlarda yer alabilecekleri eğitim ve öğretimi, çağdaşları paralelinde sağlamasıdır.
Bu bağlamda, laiklik işlevi burada ortaya çıkar. Hükümetlerin, bu şekilde bir gençlik yetiştirme ideallerinin olması… Evet, bir devlet, kindar ve dindar nesiller yetiştirmez. Ama, öte yandan bir siyasal hareketin, gençler üzerinde din ağırlıklı bir projeye sahip olması, çokça eleştirildikleri gibi “gizli bir ajandalarının” olduğuna delalettir.
İşte bu yüzden… Gençlerimizi, her yıl daha da zorlaşan ve kompleks bir hâle dönüşen dünya gerçekleriyle mücadele edebilecek bir eğitimle donatmalıyız.