Herkesin hem fikir olduğu bir şey var: Tuhaf zamanlarda yaşıyoruz. Zaman zaman tek başımıza tuhaf zamanlar yaşadığımız olmuştur. Bu kez neredeyse bütün bir insanlık olarak tuhaf zamanlarda yaşıyoruz. Ya da yaşamaya çalışıyoruz… İnsanlık tarihinin bir türlü ad koyamadığımız dijital bilgisayar teknoloji çağını yaşarken çözüm olarak on saniye el yıkamadan başka bir çare bulamadan evlere kapandık.
Çok tuhaf zamanlardayız onca gelişmiş teknolojiye sahipken şimdi sadece sabuna bağladığımız hayatlarımız var. Ha bir de sosyal mesafelerimiz…… Virüsün yayılmasını önlemek için yapılan ‘evde kal ’çağrılarıyla sıkıştığımız evlerde bekleyen sorunları öngöre biliyor muyuz acaba..
Ev hepimiz için korunaklı mekanlar mı hayır… Bazı kadınlar için en tehlikeli alanlar. Mart ayı boyunca toplam 29 kadın öldürüldü. Bunun 21 tanesi, 11 Mart ile 31 Mart tarihleri arasında, yani salgınla karşılaştığımız ilk günlerde.
Son günlerde salgın nedeniyle hapishaneler için yapılan düzenlemelerle failler dışarı çıktığında bu kadınları koruyabilecek miyiz?
Ne tuhaf zamanlar ki bunlar yeni bir düzenin sorgulanmaya başlandığı (yaşamak için mücadele edip oda sabuna bağlı) bir zamanda bazı kadınlar başka şeylerle de mücadele etmek zorunda kalacaklar hayatta kalmak için. Doğayı mahvettiğimiz için bu işler başımıza geldiği savını üretenlere bir soru da benden`; bizler karşı cinslerimizle bile barışık yaşamayı başaramamışken tüm bu sorunların üstesinden nasıl geleceğiz.
Daha ekonomik sorunları konuşmadık bile….
Gerçekten biz çok korkunç bir dünya yarattık kendimize. Nasıl hayatta kalacağız bilmem…..
“Koronavirüsün iyi yanı, belki de insanları nasıl bir dünya istediğimiz konusunda düşünmeye itmesi olacak”
Noam Chomsky