Nazım Hikmet’in Sovyetler Birliği’de Pitsunda’dan vatanına bakarak kaleme aldığı “Hoşça kal Kardeşim Deniz” şiiri aslında Nazım’ın memleket hasretine bir örnek ancak şiirler zamansızdır, içinde birden fazla duygu taşır.27 Eylül 1928’de memleket hasretiyle yazılmış bu şiir 6 Mayıs 2020’de de hasretle okunuyor, söyleniyor.Zamansız insanlar unutulmayan izler bırakırlar.Kimilerinin şiirleri, kimilerinin fikirleri…
48 yıl önce bugün ansızın idam edilen üç gencin fikirlerinden, mücadelesinden korkanlar, Bolivya’da devrim mücadelesinde ölen Che’nin cesedinden korkanlarla aynı insanlardır.Devrimciler halkı için ölür,bağımsızlık için ölür,özgürlük için ölür.Onları öldürenler ise bu değerlere sahip olmayan emperyalistlerden başkası değidir.Tam da bu yüzden şiirler, eylemler, gazeteler yasaklanır.Yasaklar yetmez işkenceler başlar , işkenceler de yetmez idamlar olur hem de bir gece ansızın.
Hüseyin İnan’ın son arzusu sorulduğunda,”babam yarın ayağımdaki bu lastik ayakkabıları görünce, oğlumun doğru dürüst bir ayakkabısı bile yokmuş diye üzülecek…Ayakkabılarım da hapishanedeki arkadaşlara hediyem olsun” demiş.Bizi güneşli günlere götürecek bu bilinç ve özveridir.
YARIM KALMIŞ GELECEK GÜNLER, BİR GÜN GELECEK, ÇÜNKÜ GELECEK UMUT EDENLERİNDİR.
DÜN DE UMUT VARDI,BUGÜN DE VAR, YARIN DA OLACAK.