Denge…

Denge...

Denge...

Suriyeli göçmenlerin ülkemizdeki varlıkları, medyada ve toplumumuz içinde tartışılmaya devam ediyor.

Tabii ki Suriyeli göçmenler, zor durumdalar. Her şeyden önce, vatanlarından ve doğup büyüdükleri topraklardan ayrı kalmak zorunda “bırakıldılar”…

Ama, öte yandan ülkemizde neden oldukları demografik sorunlar ve özellikle yaşadıkları kentlerde çalışma hayatında haksız rekabete neden olmaları, toplumumuzdaki homurdanmaları arttırmakta.

***

BBC TÜRKÇE PORTALINDA, Amerikan New York Times (NYT) gazetesine dayandırılan şöyle bir haber vardı:

Gazete haberine göre, ülkemizdeki “varlıklı” ve “yetenekli” Türklerin, kitleler halinde ülkeyi terk ettikleri ifade edilmiş.

Yine gazete haberine göre, kültür ve iş hayatına yön veren üst sınıf ailelerin, Türkiye’yi terk ettikleri ifade edilmiş.

“Kayırmacılık” ve artan “otoriterleşme”, Türkiye’den göç etme nedenleri arasında gösteriliyormuş.

***

Ne ilginç bir durum… Suriye’de yaşanan iç savaş/kargaşa/kaos nedenleriyle ülkemize gelen Suriyeliler, büyük güçlüklerle yaşam savaşı vermekteler… Bir kere adaptasyon sorunları var, yine Türkçeyi iyi bilmemeleri gibi bir dil sorununun olması cabası…

Öte yandan, Suriyelilerin ülkemizde neden oldukları adaptasyon problemlerinden ötürü şikâyetçi kesimlerin artışı… Yine, dönem dönem Suriyelilerin karıştıkları adliyelik vakalar…

Toplumumuzun demografik yapısı gerçekten de gittikçe değişmekte ve bozulmakta.

***

Suriye’den ülkemize gelen “misafirlerimiz”, ülkemizde gönenç içinde yaşamlarını sürdüremiyorlar…

Gerçi artık bu durum “misafirlik” statüsünü aşmış durumda.

Hemen hemen tüm büyük kentlerimizde Suriyeli insanları görmemiz mümkün hâle geldi…

Bakın yine sorun çözmesi gereken mercilere dönüp dolaşıp geliyoruz; ama her nedense bu yaşadığımız göç sorunu veya nüfusun yapısının giderek değişmesi karşısında, toplumumuzda vuku bulabilecek sorunlar için gerçekçi çözüm önerilerini de, göremiyoruz.

Siyaset kurumunun özellikle iktidarın, bu değişen toplumsal yapımız karşısında artık bir şeyler yapması gerekiyor.

***

Ne olursa olsun… Ülkemizde siyasetten kaynaklanan, özellikle üst orta tabakayı temsil eden kesimlerde bir rahatsızlık var. Esasında, seslendirdikleri rahatsızlık başlıklarına baktığımızda, haksız olmadıklarını da rahatlıkla söyleyebiliriz. Sürekli, geri kalmış ülkelerden ve yaşam standartları görece gelişmiş ülkelerden aşağı olan ülkelerden göç almaya devam edersek… Bunun bir denetimi veya kontrolü olmaz ise, âli gönlümüzden ötürü her zor durumdaki dünya vatandaşlarına kapılarımızı açarsak…

Bilmiyorum…

Ama, bence, üzerinde durulması gereken sessiz ama derinden yaşanan bir gelişme, bu göç hareketleri…

Ama, şunu da bir kenara not etmemiz gerekir: Türkler, hiçbir şekilde ırkçı, mezhepçi bir ulus değildir. Zor durumdan ötürü kendilerine sığınmış mülteci/göçmen sıfatıyla değerlendirilebilecek kişilere, her türlü misafirperverliği gösterir.

Öte yandan ipin ucunu da kaçırmamak gerekir. Yurdumuzda yaşayan kendi yurttaşlarımızı küstürmeden, hem de geçici süreyle ülkemizde ikamet eden insanları bir denge düzleminde var etmek gerekecektir ki…

Bu da siyasal iradenin ödevi ve sorumluluğundadır.  

Erhan Salman
Ben, ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ, ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ mezunuyum... Kitap okur, köşe/kitap yazarım... Elimden geldiğince ilgi alanım doğrultusunda yazmak, en büyük tutkum ve hedefim. SEVGİYLE OKUYUN...
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Türkiye’de Güçlüyü Beslemeden Zengin Olmak Mümkün mü?
Sonraki
Ruh

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.