Yapılan araştırmalara göre; bir kişi günde ortalama 52 dakika dedikodu yapıyor. Social Psychological and Personality Science adlı bilimsel dergide yayınlanan araştırmada, 467 kişinin 2-5 gün boyunca yaptığı tüm konuşmalar kaydedilip analiz edildi.
Ses dosyaları nitelik (olumlu, olumsuz veya nötr), özne (eş dost veya ünlü) ve konularına (sosyal bilgi, fiziksel görünüm ve başarı) göre sınıflandırıldı. Katılımcılar kişilik testinden de geçti. Buna göre konuşmaların 4’te 3’ünün ne olumlu ne de olumsuz olduğu sadece tarafsız oldukları ortaya çıktı. Öte yandan kadınların erkeklerden daha sık dedikodu yaptığı görüldü. Ancak bu dedikodular insanlar hakkında çoğunlukla tarafsız bilgi paylaşımını içeriyor.
Dedikodu Yapmak Yararlı Olabilir
işyerinde yapılan dedikoduları inceleyen Londra’daki King’s College’tan araştırma görevlisi Dr. Elena Martinescu, konuşma olumsuz olsa bile, dedikodu yapmanın yararlı olabileceğini açıkladı. Martinescu şöyle dedi:
“Dedikodu bizimle aynı görüşleri paylaşan kişiler bulmamıza yardımcı olabilir ve bize sosyal destek sunabilir. Örneğin, meslektaşınızla yaşadığınız bir çatışmadan bahsederken kendinize müttefik bulabilirsiniz. Sağlıklı tartışma ve görüş alışverişine olanak sağlayabilir ve başkalarının dedikodu yaptığımız kişi hakkındaki düşüncelerini etkileyebilir. Biriyle ilgili olumsuz bilgiler paylaşarak, başkalarının o kişiyle nasıl etkileşime gireceğine karar vermesine yardımcı olabilirsiniz.”
Dedikodu yapmanın gündelik hayatın bir parçası olduğunu belirten Martinescu sözlerine şöyle devam etti: “Dedikodu kişinin çıkarı için tasarlandığı veya birine kasıtlı olarak zarar vermeyi amaçladığı zamanlarda olumsuz olabilir. Ancak dedikodu yapmak gündelik hayatın bir parçası; dedikodu yapmadan veya bununla karşılaşmadan bir gün geçirmek mümkün değil. Önemli olan, nasıl dedikodu yaptığımıza dikkat etmek ve bunun diğerlerini nasıl etkileyebileceğini göz ardı etmemek.”
Ayrıca, dedikodu sosyal çevreyle ilgili bilgi toplamayı ve onları daha iyi anlamayı sağlıyor. Dedikodu, iyi bir grup üyesi olmak için sizden bekleneni öğrenmenize ve sosyal normları çiğnediğinizde olabilecekleri görmenize yardımcı oluyor. Martinescu dedikodunun bir sosyal bağ oluşturma biçimi olduğunu da sözlerine ekledi.