Hayatta doğduğumuzdan bu yana bize öğretilen iyi, kötü, güzel, çirkin, sevgi, nefret gibi temel kelimeleri; kendi hayat çerçevemizden ibaret olmadığını fark ettiğim biriyle tanıştığımı anlatmak için bu yazıda sizinle buluşuyorum. Evet, tek bir kişi üstünden tüm bu kavramlarımın tanımları alt üst oldu demek yanlış olur belki ama şunu diyebilirim ki, hayatta her küçük şey size bir şey katabilir. Bunu romantize edip bir aşk hikayesi anlatacağımı düşünmeyin, aksine hayatıma her gün yeni bir şeyler katarken bana kocaman bir umut verdiği için bu farkındalığımı sizinle paylaşıyorum.
Hayatınız boyunca çevrenizde ister arkadaş olarak, ister bir sevgili olarak size gelmiş ve belki sizden çoktan geçmiş birçok insanla, yaşadığınız süre boyunca karşılaştınız ve kendinizce size öğrettikleri dersler oldu. Kimimiz için belki acı bir yoldan oldu, kimimiz içinde kaderinde bir sonraki aşamaya geçerken bir basamak gibi gördüğü kişiler oldu bu insanlar.
Ben bugün gerçekten bize öğretilen güzel kavramının “daha güzel” derken gerçekten sadece o küçük dünyamızdaki gördüğümüz kadar bir “daha” kavramı olduğunu öğrendim. Belki düşününce zaten öznel bir kelime olduğunun herkes farkında olabilir ama aslında göründüğünden “daha” özel.
Kimimiz iş hayatına senelerini vermiş, kimimiz belki de evli, kimimiz de belki de hayatında amacını arama yolculuğunda devam etmekte. Bu süreçte kimi zaman isteklerimiz olmayınca kırılıyor, kimi zaman hayatın belli bir düzeyde rahat ve huzurluyken neden bu duruma geldi diye sorgularken buluyoruz kendimizi.
İlk arkadaşınız olduğunda kendinizce arkadaş nedir sorusuna bir cevap buluyor ve başkalarıyla tanıştıkça da bu tanım sizce şekilleniyor. Şöyle bir insan düşünsek ki hayatı boyunca hep sağlam dostluklar kurmuş ve hayatında hiç arkadaş bulmak konusunda sıkıntı yaşamamış olsun, arkadaş tarafından gelen ihanet nedir bilemeyeceğinden, onun arkadaş tanımı belki bu yüzyılda sürekli kandırılmış ve bir şekilde güveni kırılmış bir insandan farklı olacaktır. Ya da daha farklı bir açıdan zengin bir insanın çocuğu olarak büyümüş ve etrafındakiler tarafından sürekli ilgi görmüş bir insanın da arkadaşlığa olan bakış açısı, ilk örnekteki kadar samimiyet dolu olmayacaktır. Peki, bu insanların hepsi için “daha iyi arkadaş” kavramı aynı mıdır? Cevabı elbette hayır.
Biz insanlar olarak ilişkilerimizde ya da herhangi bir işi ya da bir oyunu öğrenirken bile deneyimlerimiz kadar tanımlıyoruz, algılarımız kadar yaşıyoruz. Bu örnek verdiğim insanlardan zengin olan o kişi, ona yüzde yüz saf niyetlerle yaklaşılmadığı sürece, onun için daha iyi arkadaş kavramı sınırlı olacak ve etrafındakiler kadar arkadaş kavramının ne demek olduğunu bilecek. Peki daha iyi arkadaşlık nedir? Bunun cevaplarının öznel olması, aslında hayatta her insanın farklı olması ve sadece belki de kendisine daha iyi yaklaşacak biriyle karşılaşmış olmamasıdır.
Aşk hikayesi olmayacak belki benim açımdan ama bu yazıyı hayatta gerçekten karşılaştığımız insanların gerçekten önemli olduğunu ve tek bir kötüyle iyiliğin yok olmaması gerektiğini anlatmak niyetiyle yazıyorum. İlişkilerimizde kimi zaman, içine sevgi dahil olan her şey gibi, kırılabiliyoruz. İhanete uğrayabiliyoruz ya da en basitinden bu arayışta denk gelen insanlar içinde doğru olana bazen denk gelemeyebiliyoruz. Belki doğru sandığımız yanlışlar da bizi üzebiliyor. Bu olasılıklarla dolu ve bazı kısımları üzücü olsa da duyarak veya yaşayarak bir şeyler öğreniyoruz. Kimimiz bunu uzun yollardan sonra, kimimiz bolca hatadan sonra, belki de kimimiz hemen o kişiyi bulabiliyor. Güzel sevilmek kavramı da işte bu noktada aldığım en büyük ders oldu.
Bazen kendimizi öyle bir ilişkinin içinde buluyoruz ki o kişiyle ayrılmak size çok uzak hissettiriyor ve sizi böyle sevecek başka bir kişinin varlığına bile inanmak zor geliyor. O alışkanlığın ardında, aslında sadece o ve öncekilerden gördüğünüz sevgi kadar bir sevgiyi kendinize değer biçiyor, belki de o başta kendine tanımladığın sevgiyi bile görmezden gelecek kadar kendi değerini azaltıyorsun.
Bu görüşün sadece iyi diyebileceğin bir insanla karşılaşana kadar ve o alışkanlığından kopana kadar devam ediyor. Zaten öyle değil midir, sürekli bir ders çıkartarak devam edersek aynı hataları tekrarlamayız. İşte hayatın size gösterdiği kadar hayatı gördüğümüzü hissettiğim o anı yaşadıktan sonra, aslında istediğin o yüksek standartların da hayal olmadığını sadece senin şu ana kadar deneyimlemediğini fark edecek o motivasyona kavuştuğum için şu an buradayım. Bir insanla tanıştım ve yaptıklarıyla o doğru insanlar da bu hayatta varmış diyebildim. Bazen sizin için bu derin sohbetler etmekten sıkılmamak olabilir çünkü bunu daha önce beraber olduğunuz kimseyle yaşama fırsatınız olmamıştır belki. Kimi için kimseden görmediği o nazikliği, narinliği ve kibarlığı olabilir, kimi içinse daha da basit şeyler. Her insanda farklı bir sen bırakırken, farklı bir benlik de oluşturursun kendinde aslında. Ben bu kişiyle tanıştıktan sonra eskiye dönüp baktığımda iyi kavramımı tekrardan gözden geçirdim ve dedim ki o zamanki ben bile bir şeylerin yanlış olduğunu hissetmiştim ama doğru nedir bilmiyordum. O zamanki benin, iyi olarak tanımladığı insanların, aslında ne kadar da sevmeyi sevilmeyi bilmediğini gördüğümde, bu iyi kalpli insana ve hayatıma kattıklarına şükrettim.
Ne yaparsak yapalım işin içine duygu girdiğinde ve bizim bu duyguları nasıl tanımladığımıza göre hayatımız şekillendiğinde, bazen hatalar da yapabiliyor, bazen ne kadar istemesek de karşımızdaki insanlara göre sevgi tanımımız şekilleniyor. Ben bu süreçte sevmenin bencilce bir şey olmadığını, isteyen insanın sizin için her şeyi yapabileceğini, bunu sadece basit bir yolla yapılabileceğini gördüm.
Hayatınızda, sizi sevdiğini “sanmayacağınız” insanlarla beraber olmanız en büyük dileğim. Hayatta sevilmek hiç karmaşık değil, olgunlaşmamış, sevgi nedir daha öğrenememiş ve bu yüzyıldaki karmaşaya uyum sağlayan insanlardan; onların aksine iyiliğin de var olduğunu kanıtlayanları bulduğunuz zaman vazgeçeceksiniz. Hep daha iyisi var ve mutluluk da sevgi de bu kadar karmaşık bir eylem değilmiş aslında. Bu da yeni yaşımda aldığım bir deneyim oldu.
Hep dile getirsem bile bunu yaşamak inancımın şekillenmesinde ayrıca etkiliydi. Bazen duymaktansa görmek insanın zihninde daha etkili olabiliyor. Unutmayın, sevdiğiniz insanlar için bir şeyler yapmak zor bir eylem değildir. Sevgi basittir. Daha güzelleri vardır, önemli olan dönüp baktığınızda olduğunuz veya olacağınız kişilerle yola devam ederken kendinizin neyi hak ettiğinizi hatırlamaktır. Bulunduğunuz şu ana kadar yaşadıklarınız, sizin neyi hak ettiğinizi tanımlayamaz. En güzeli sizin için her daim vardır. Bu ana kadar vakit ayırıp okuduysanız çok teşekkür ederim, Sevgiyle kalın.
