1) Cumhuriyet Halk Partisi kendisini geçmişte iktidar yapan milliyetçilik çizgisine geri dönmelidir…
Son yapılan genel seçimlerde gördüğümüz üzere kendi siyasi ideolojisini milliyetçilik olarak ifade edenlerin sayısı artmakta ve milliyetçi kesimin siyaset içerisinde varlığı yükselmektedir. Seçmenin büyük bir kısmının siyasilerden kendilerini milliyetçi olarak ifade ettiklerini duymak istediklerini görüyoruz. Milliyetçi politikaların yanı sıra, Cumhuriyet Halk Partisi içinde siyaset yapan figürlerin milliyetçilik üzerine söylemlerini arttırmaları ve bu konuşmaları göz önünde olacak şekilde yapmaları elzemdir. Bağımsız bir adayın sadece göçmen ve milliyetçilik kavramlarıyla yüzde 5 oy aldığını son seçimlerde varsayarsak, Cumhuriyet Halk Partisinin’ de özellikle kırsal ve seçimin sonucunu belirleyen Anadolu kesimlerinde bu söylemlere yönelmesini gerektiğini anlayabiliriz. Tüm dünyada faşist olarak adlandırılan ancak kendilerine göre milliyetçi olan siyasi partilerin popülerliğinin arttığını görüyoruz. Bu sebepten dolayı Chp kadrolarında milliyetçiliği tartışılamayacak isimlerin var olması elzemdir. Cumhuriyet Halk Partisi kurucu bir partidir ve en temel ilkesi milliyetçiliktir. Bu ilkenin de bu ülkede en büyük savunucusu olduğunu sizin liderliğinizde tekrar göstermelidir…
2) Terör örgütü ve uzantılarıyla bir bağının olmadığını ifade edebilmeli…
Son yapılan genel seçimlerde de gördüğümüz üzere Chp kurucu bir parti olmasın ve Atatürk’ün partisi sıfatını taşımasına rağmen ülkenin bir kısmı tarafından terör sevicisi olarak lanse edildi. Cumhuriyet Halk Partisinin terör örgütleriyle anılmasına sebep olan bütün siyasiler kadrodan uzaklaştırılmalıdır. Chp’nin terör örgütlerinin her birini lanetlediğini açık yüreklilikle söyleyemeyen her siyasi uzaklaştırılmalıdır. Chp kurucu ve milliyetçi bir partidir. Küçük oy hesapları uğruna herhangi şekilde hiçbir terör örgütüne mesafesini azaltmamalı ve açık yüreklilikle bunu söylemekten çekinmemelidir. Son 2 haftada yapılan ‘çıkar milliyetçiliği’ işe yaramamış ve 2. Turda seçim kaybedilmiştir. Sayın genel başkan Chp’nin asla terör örgütleriyle ve Pkk ismiyle yan yana gelemeyeceği konusunda net açıklamalar yapamamış, toplumu aydınlatamamış ve kendini açıklayamamıştır. Atatürk’ün partisinin bir terör örgütüyle işbirliği yapabileceğine toplumun inanması ve genel başkanın bunun önüne geçememesi bir skandal ve istifa etmek için yeterli bir hezimettir. Sizden beklenen ise Chp’nin hiçbir çıkar uğruna adı ne olursa olsun hiçbir terör örgütüyle yan yana gelemeyeceğini toplumun büyük bir kısmına anlatmanız ve özellikle muhafazakar-milliyetçi kısma kendinizi inandırmanızdır.
3) HDP ile yakın durulmamalı…
Türk toplum yapısına baktığımız zaman, toplumun büyük bir kısmı kendini milliyetçi olarak nitelendirmekte ve hangi partiye oy verirse versin Hdp ten haz etmemektedir. Hdp her ne kadar meşru bir siyasi parti ve mecliste faaliyet gösteriyor diye halka anlatılsa da toplumun yüzde 85 i tarafından kabul görmemektedir. Hdp ve onun siyasilerinin geçmiş dönemde terör örgütü hakkındaki açıklamaları gündeme gelmekte ve bu Chp’nin de 2. Madde de olduğu gibi terörle yakın durduğu anlamını oluşturmaktadır. Hdp ile yakın ve samimi durmanın seçimlerde getiriden çok götürüsü olduğu ortadadır. Zafer partisi ile yapılan ittifaktan sonra bile kürt seçmenin Chp adayına oy vereceğini söylemesinden çıkaracağımız şudur ki; hdp nin oyunu almak için onlara vaat vermek veya yakın durmak gerekmemekte, kürt seçmen her halükarda Erdoğan karşısında muhalif adayı desteklemektedir. Hdp ye karşı tavır koyulmaması Anadolu ve karadenizin büyük bir kısmında oy kaybına sebep olurken, Chp’nin terör ile arasına mesafe koyamadığı algısını da oluşturmuştur. Sizden beklenen Hdp ile siyasi matematik üzerine hiçbir şartta bir yakınlık kurmamanız, halkın gözünde Hdp ile işbirliği yapıyor algısını kaldırmanız ve bunu halka samimi bir şekilde anlatabilmenizdir.
4) Din bu toplumun hassas noktasıdır…
Din üzerine bir siyaset oluşturmanın ahlaki ve etik boyutları tartışılacak olsa da Türk siyaseti içerisinde her zaman önemli bir yer tuttuğunu tartışmak mümkün değildir. Çok partili dönemden itibaren Menderes ile başlayan sürecin Demirel, Erbakan ve Erdoğan ile devam ettiğini söylemek yanlış olmaz. Uzun zamandır sağ partilerin iktidar olduğunu gözlemlersek Türk toplumunun din konusunda hassas olduğunu ve oy vereceği siyasilerde de buna dikkat ettiğini söylemek yanlış olmaz. Son 20 yıldır iktidarın din kendi tekelindeymiş gibi bir algı yaratması Chp ve yönetiminin felaket başarısızlıklarından sadece biridir. Chp’nin her din ve Müslümanlık konusunu laiklikle bağdaştırması, Erdoğan’ın dini söylemlerine şiddetle karşı çıkması toplum gözünde bir dinsizlik algısı yaratmıştır. İktidarın bu manipülasyonu çok iyi kullanarak Chp’yi aynı terör sevicisi olduğu gibi dinsiz de ilan etmesi halka geçmiş ve bu muhafazakar kesimlerde seçim sonuçlarında da etkisini göstermiştir. Chp bu ülkenin kurucu partisidir. Chp şehit kanları ve anaların dualarıyla kurulmuştur. Chp’nin dinsizlik gibi bir kavram yüzünden oy alamaması seçmenin değil bu algıya sebep olanların marifetidir. Sizden beklenen Chp’nin üzerindeki dine olan mesafe algısını kaldırmanız, dini ibadetlerde halk ile iç içe olmanızdır. Bir zaman sonra bu durum iktidarın tepkisiniçekecek ve onlarda da rahatsızlık yaratacaktır.
5) Gençlerin oyuna hitap ettiği kadar Anadolu ve 40 yaş kesime hitap edebilmeli…
Değişen dünya ve konjöktür ile genç yaş grubunun muhaliflik oranı artmakta ve Chp yeni seçmen üzerinden büyük bir oy kazancı elde etmektedir. Ancak son genel seçimlerde gördüğümüz üzere sadece genç ve yeni oy veren kesimin oyları yetmemektedir. Chp emekli ve yaşı ortanın üzerinde olan kesime hitap edememektedir. Bunun sebeplerinden biri Chp’nin kendini Anadolu da yeterince anlatamamasıdır. Halk ile anadolunun en ücra yerlerinde bile daha fazla beraber olmalı, her türlü tepki ve gerekirse hakarete rağmen kendini daha iyi ifade edebilmelidir. Ortanca yaş grubuna karşı kendini samimi olarak anlatmakta güçlük çekmesi seçimlerin tekrar tekrar kaybedilmesi konusunda güçlü bir sebeptir. Metropol için gösterilen önem anadolunun bütün bölgelerinde gösterilmeli, halk ile daha yalın ve samimi bir dil ile iletişim kurulmalıdır.
6) İktidarın zayıf olduğu konuların üstüne şimdikinden çok daha fazla gidilmeli…
Hiper enflasyon seviyesine gelmiş, gelir dağılımı bozulmuş, satın alma gücü paritesi her gün azalmakta olan bir ülkede seçimi 20 yıllık mevcut iktidarın kazanması utanç vericidir. Bunun ana sebeplerinden biri de yukarıda bahsettiğimiz tüm ekonomik göstergelerin üstüne fazla gidilmemesidir. Miting meydanlarında ekonomik olumsuzluklar üzerine yeterli sayıda açıklama yapılmamıştır. Ekonomik problemlerin yeterince gündeme getirilememesinin yanı sıra bunlara ilişkin iktidar olunursa ne gibi rasyonel politikalar ortaya koyulacağı açıklanmamış ve bu sebepten dolayı halkın çözüm konusunda güveni kazanılamamıştır. Sizden beklenen şudur ki gerçekçi, sahici ve işinin ehli ekonomistler ile iş yapmanız gerekmektedir. Halkın güven duymayacağı (emekliye 15 bin tl ikramiye) ve samimi gelmeyecek ekonomik vaatler yerine gerçekçi çözümler ortaya koymanızdır.
Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin kurucu ve koruyucu partisidir. Siyasal hayatı mücadelelerle geçmiş, askeri vesayetin ve çeşitli yapıların altında savaşmış, 2 darbe görüp 1 defa kapatılmış bir partidir. Türk siyasetinde yeri her zaman ya iktidar olmalı ya da iktidarı tehdit eden parti konumunda olmalıdır. Atatürk’ün kuruculuğunu yaptığı bir partinin 20 yıldır iktidarda bulunan yorulmuş, yozlaşmış, tükenmiş bir partiye kaybetmesi kabul edilebilir değildir. Partinin her genel seçimde aynı yüzdelerde oy alabilmesi, halkın gözünde iktidara aday bir parti olarak görülmemesi utanç sebebidir. Cumhuriyet Halk Partisi yarışmacı bir parti olmak zorundadır. İktidara aday konumunda olmalı ve muhalif seçmenin umudu olmalıdır. Değişim sadece genel başkan veya parti kadrolarının değişimiyle olamamaktadır. Partinin iktidara alternatif oluşturması ve kalbi kırık seçmeni toparlayabilmesi için zihniyet değişikliğine uğraması gerekmektedir.