Çok Net Hatırladığım Bir Rüyam Var.

Kaynak belirtilmedi

Şimdiye kadar hiçbir zaman okunulma kaygısı yaşayarak yazmadım.  Ben burayı hep günlük olarak kullandım. Ne zaman kırılsam  koştum buraya. Belki aylarca girmedim. Benim çok net hatırladığım bir rüyam var ama sizin düşündüğünüz gibi uykumda gördüğüm değil. 

Ben bir rüyada yaşadım.

Hayatım hakkında bir şeyleri koşulsuz şartsızburda anlatıyorum gibi aslında. Renkli bir hayatım oldu. Belki de hiç istemediğim kadar renkli. Bazen konuşurken iyi bir şekilde yaşamışım bazense kötü ve boş bir hayat yaşamışım gibi hissediyorum. Bu karmaşanın içindeyken ve her gün yeni bir sabaha uyanırken nasıl kesin hatlarıyla bir şey anlatabilirim bilmiyorum. Ben dümdüz yaşamak isteyen hayata değmeden geçmek isteyen birisiyim son zamanlarda. Bu zamana gelmeden önce çok renkli yaşamak isteyen, hayatlara değmeke isteyen, bundan mutluluk duyan birisiydim. Çok ddeğiştim. Bazen bu değişimim beni korkutur hale geldi. İnsan hayatının her evresinde farklı bir insandır. Son zamanlarda umudu kaydetmiş gibi hissediyorum. 

Çocukken,

Robot gibi büyüyen bir çocuktum. Saygı duyulmam gerektiği bunu da sadece en üstte olursam yapabileceğim öğretildi bana.  Bu yüzden midir bilmem hep ders anksiyetesi içerinde, mükemmel olmaya çalışarak büyüdüm. Kafamda hep şu var, sevilmek için saygıya ihtiyacım var. Öyle bir yerde olmalaıyım ki, beni sevmeseler bile saygı duymak zorunda kalmalılar. Bu düşüncelerim sebebiyle çok ketum bir çocukluk geçirdim. Burnu havada hatta kibirli sayılabilecek tavır ve davranışlarım vardı. İlk unutumadığım rüyam çocukluğum oldu. Sevgi gereksiz bir nesneydi. Sevebilmek için ve sevilebilmek için koşullarım vardı. Bitmek tükenmek bilmeyen kaygılarım bu dönemde başladı. Masa başında ağlaya ağlaya ders çalışan bir çocuktum. Saygı böyle kazanılır sanıyordum. Saygı duyan sevmek zorunda kalır zanndiyordum. Sevmek zorunluluktu benim dünyamda. Ağlamak sızlanmak yasaktı. Yapmak istersen yapardın.

Lisede,

Daha gözü açılmış ve hayatı tanımaya başlayan bir çocuktum. Çocukken dikkat eksikliği yüzünden kullanmış olduğum ilaçları bıraktım. İlacın yan etkileri, kullanan bilir genellikle agresiflik ve sonsuz bir sinir hali getirir insana, üzerimden kalktığında bende rahatladım. Daha insani düşüncelerim oldu. Derslerin her şey olmadığını fark ettim ama bu ani fark ediş hayatımda çok fazla şey değiştirdi, hatta götürdü diyebilirim. Çocukken ailem ve öğretmenlerim dahil olmak üzere farklı bir  insan oloduğuma inandırılmıştım. Büyüdükçe aslında bu farklılığın olmadığını herkes gibi hayatın bir döngüsünde yuvarlandığımı fark ettim. Sadece tek farkım şuydu. Mükemmel bir gözlem yeteneği. Bol bol okumanın ve izlemenin en büyük getirilerinden birisi bu oldu bana. Bazı insanların bazı şeylere neden tepki verdiklerini gözlemleyebiliyorum. Bunun bana getirisi gereğinden fazla bir empati yeteneği oldu. Bazı zamanlar çok işime yaradı ama benim ki biraz kendimi geri plana atmama sebep olacak kadar ileriydi. Zamanla fazla yumuşadım. Çocukken sahip olduğum katı kurallarım eridi beni pervasız bir insan haline getirdi. İnanılmaz neşeli, etraftaki insanlarla tanıştığımda yeniden oturulmak istenen, sevilen bir tipe dönüştüm. Ha birde aşkla tanışmak gibi bir illet var. Aşık oldum. Daha romatik ve duygusal. Kitaplar arasında büyümüş bir kız çocuğunun en büyük yanılgısı kitaplardaki gibi bir aşka sahip olacağı düşüncesidir. Olmadı tabiki de ama aşk denen duygu benim şimdiye kadar kapatmış olduğum bir duygu selini beraberinde getirdi. Beni ürküttü demesem yalan söylemiş olurum.

Üniversitede,

Bubun başlı başına bir kaos olduğunu söylemeden geçemem. Hala hayatımın bu evresinde olduğum için eklenecek şeyler muhakkak vardır ama bu evre benden çok fazla şey alıp gitti. Lisedeki o gözü kapalı sınıf birinciliğine oynayan kız yerine daha bakımlı daha süslü ve daha güzel bir kız geçti. Biraz ilgi çeken bir insan olmak üniversitede bir lanetmiş. Arkadan konuşulan şeyler, kazılmaya çalışılan kuyular, seni kullanmaya çalışan erkler ve daha niceleri. İlk anitidepresanlarım ve terapilerim bu zamanda başladı. Yoğun ve yıpratıcı. Önce erkeklerin ne kadar güvenilmemesi gereken insanlar olduklarını öğretti bana hayat, sonra arkadaşım dediğiniz insanların hayatınızdan neler çalabileceği, hatta yakın arkadaşlarınızın sizleri kıskanabileceği. Lisemde kıskaçlıklar olmazdı, arkadan işler çevirme olmazdı. Zaten normalden fazla iyi olan bir lisede okumuştum. Arkadaşlarımın tek derdi kendilerini daha fazla nasıl geliştirebilecekleriydi. Üniversite tam olarak bir sirk. Çekememezlikler, kendilerinden başka her hayata burnunu sokan insanlar, kendi aşağalıklarını saklamak için millete saldıranlar. Başıma çok garip ve trajedik olaylar geldi. Bazı şeyler üniversitenin içinde çok normalleşmiş durumda ve bu çok üzücü.

Yani,

Hayatın size getirdiği kadar  götürdüğü çok fazla şey varmış. Bazen inançlarınız için savaşırken büyük bir acı yol kat etmek gerekiyormuş. Hayat çok net hatırladığınız bir rüya olarak kalıyormuş.

Kelebek rüyasından uyandı.

Kadehim yalnızlığa. Yalnız kalmayı tercih edenlere. Sizi seviyorum.

Moonmays
Söylemek istediğim çok şey var,susmak istemiyorum
Subscribe
Bildir
1 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
ŞİİR VAKTİ | BÖLÜM 2 : OTUZ BEŞ YAŞ

ŞİİR VAKTİ | BÖLÜM 2 : OTUZ BEŞ YAŞ

Sonraki
Hoşgörünün Tanımı ve Önemi

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.