CİLT

                                     CİLT

                               1.BÖLÜM

Saat 9.30 ,Tren’le evime gidiyorum dışarıda hafif hafif yağan yağmur ruhumu dinlendiriyor ,bu akşam biraz yorgunum, bu yorgunluk  fiziksel değildi ama 

öyle ruhsal bir yorgunluktu 

Bu ilk defa oluyordu ,sanki bugün benim bilmediğim bir şey olmuştu ,buna anlam veremedim.

Evim, trenin gideceği son durağa yaklaşık 15 dakika uzaklıkta ,az zaman kalmıştı eşyalarımı topluyordum bir şemsiye, bir kitap, bir günlük ve çantamdaki kulaklığım. Tren son durağa vardı eşyalarımı alıp tren’ den indim dışarıdaki yağmur biraz hızlanmıştı 

bu benim için bir şey ifade etmiyordu ,yağmuru severim ,insanları başı eğik görmek ,sanki herkes üsuçunu kabul etmiş gibi ,herkes susuyor. 

İnsanı sağır eden bir sessizlik var bugün bu şahit olduğum diğer günlerden farklı olduğuna bir kere daha inanmıştım .

Telefonuma mesaj gelmişti ,doktorumdan 

Bugün ki seansa gitmedim ,ona kendimi iyi hissetmiyorum dedim o da anlayışla karşıladı 

bana ilaçlarımı almamı unutmamı söyledi , evet bu ilaçlar şu an nerede olduklarını bilmiyorum 

acaba günlüğüme yazmış’mıydım 

Bilmiyorum …

Zamanımı o günlüğe yazdıklarımla geçiriyorum,dün ne yaptığımı hatırlamıyorum,aslında sabah ne yaptığımı bile hatırlamıyorum , evet Alzheimher’ım ,böyle bir hastalığım var ve ben sadece bunu unutamıyorum…
Eve gelmiştim ,ev de sessizlik dışarıdaki sessizlikten daha ürkütücüydü ,çantamı bıraktım ve ilaçları aramaya başladım onları bulmalıydım , bu hastalık ilerledikçe kendimi unutmaktan korkuyorum.

Evde bulamamıştım , ve her zaman ki koltuğuma oturup düşünmeye , beynimi zorlamaya başladım ,olmuyordu . Çalıştığım yerdeki patron aradı ve bana ilaçları orada unuttuğumu söyledi ,gelip alıp almayacağımı sordu , saat 10 olmuştu bu saaten sonra tren şehir içine gitmezdi ve ilaçları gidip  alamadım , patrona teşekkür ettim . 

Bunu günlüğüme yazmam gerekiyordu ,bunu yapmam lazımdı .Başıma ağrı giriyordu evdeki diğer ilaçlardan bir tane içip yattım …
Sabah olmuştu ,saate bakamayacak kadar yorgun ve halsizdim Trene 15 dakika vardı başım hala ağrıyordu , bunlara tenezzül etmeden hızlıca Trene binmek için istasyona hareket ettim

Trenle aynı anda gelmiştim bu biraz da olsa beni sevindirdi ,trene bindim her zaman ki koltuğa oturdum yanıma bir bayan oturdu ,bana nereye gittiğimi sordu , anlam veremedim ,nereye gideceğimi niye sormuştu ,neden sormuştu .

İlk defa birisi bana soru sormuştu “nereye gidiyorsun ” bu sorunun cevabını unuttum

Yanımdaki bayan tekrarladı “bayım size sordum”dedi ben döndüm ve kekeme bir şekilde”işe gidiyorum”dedim .

Hayatımdaki bir bayanla yaptığım  en uzun konuşmaydı ,ya da ben öyle hatırlıyordum.

Ama o benimle konuşmaya devam etti
“Bende evime gidiyorum” dedi ben bu söylediği şeye kayıtsız kaldım bir an önce trenden inmek istiyordum .

Bayanın üzüldüğünü hissetmiştim kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum ,ama bu nasıl olur

bu duyguyu ilk defa hissetmiştim .

Yanımdaki bayan benden önce ki durakta indi 

Bana “hayırlı günler beyefendi “dedi 

O an sadece kalbimden bir ses “size de hayırlı günler “dedi 

Bu benim isteğim dışında oluşmuş bir söz dü sadece …
Son durağa gelmeden telefonum çaldı , o an keşke telefonu evde unutsaydım diye aklımdan geçirdim 

Arayan patrondu ve beni işten çıkarma kararı almıştı , böyle  kararı nasıl aldığını sorduysam da yerime daha yetenekli birini bulmuşlardı 

artık iyi yazamıyordum, ellerimin ağrısından dolayı hep izin alırdım , patrona hak vermedim değil.

Ben yine de patronla vedalaşmaya gittim ,ona her şey için teşekkür ettim , ilaçlarımı almayı yine unutuyordum ta ki patron bu sefer elinde ilaçlarla beni karşılamıştı, ilaçları aldım ve yola koyuldum.
İlk defa ne yapacağımı bilmiyordum, sokakta başıboş dolaşıyordum hava yine yağmurluydu 

Ama bu sefer ıslanmak istiyordum 

Sokakta yürürken doktorum arabasıyla beni gördü  ve yanıma geldi bana ne olduğunu sordu, hiç dedim , hiç bir şey olmadı dedim 

Bana ,gel beraber oturalım odamda oturalım , bugünki seansı şimdi gerçekleştirelim , dedi 

Bugün seans olduğunu unutmuştum , her neyse 

Arabayla onun çalıştığı hastane’ ye gittik.

Odasına girdiğim andan itibaren şok olmuştum 

odasında ,trende yanıma oturan bayan vardı ,doktora bu kim diye sorduğumda , doktor 

“O da artık seninle seansa gelecek”dedi 

Ama o hastamıydı , o da benim gibi Alzheimher’ mıydı . Kafamda tonlarca soru .

Doktor bayana seslendi “Afitab  Hanım , bu sizinle tanıştırıcağım kişi Sarı Bey” dedi 

Afitab , çok güzel bir ismi vardı , kalbimin varlığına inanmıştım ilk defa 

Afitab : bu beyi daha önce görmüştüm , aynı trenle gelmiştik dedi.

Ama o bana eve gidiyorum demişti, neden doktora gelmişti ki.

Doktor gülümseyerek “demek tanışıyorsunuz , Sarı bundan bana bahsetmedin” dedi 

Ben ” bu bayanı eve gördüm aynı trendeydik ama tanışamamıştık ama şimdi tanışabiliriz “dedim
Artık O da benim gibi seanslara katılıyordu, o yokken seansa girmek hiç istemezdim , hep bir bahane üretirdim ,artık en iyi arkadaşım olmuştu o

Onu görmek için her gün seansların olmasını istiyordum .

Onunla vakit geçirdikçe birbirimizi iyice tanımıştık

onun hastalığını da öğrendim,  bir başkası için hiç bu kadar üzülmemiştim. O da benim gibiydi Alzheimher ‘dı ,hep onun yanında olmak istiyordum .

O da beni en iyi arkadaşı olarak görüyordu artık

Her gün beraber vakit geçiriyorduk, onu yeni çıkan sinema filmine götürdüm , çok beğendi filmi 

Onunla çok mutluydum , o da benimle çok mutluydu besbelli …

                                 2.BÖLÜM
Bir Sonbahar akşamı , Sarı, evinden uzakta bir bank da oturuyordu  ,elinde okumayı sevdiği kitap vardı  ,her zaman ki gibi okuduğu sayfalarda en beğendiği sözlerin altını çizerdi ,

ama bu sefer çizerken aklında tek bir düşünce ,tek bir soru vardı “Afitab nerede”

Bu soruyu aklının en uç fikirleriyle cevaplamaya çalışıyordu , onsuz geçen 1. Ayıydı .

Sarı kafasındaki bu soruyla uğraşırken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı , zaman su gibi akıp gidiyordu, ne yapması gerektiğini bilmiyor,nereye gideceğine anlam veremiyordu .

Bir yere gitmeliydi , çünkü herkesin bir şey olduğunda bir yere gitmeli ,hiç düşünmeden böyle yapmalı .

Bugün büyük gün seanslarımın sonucusuydu ,bitiyordu .Yağmur başladı  , havanın soğukluğunu çok iyi hissediyordum, yüzümü bu yağan yağmura çevirdim ,anlamsızca bir gülümseme vardı yüzümde ,çok mutluydum 

Kendimi iyi hissediyordum 

Saatin geç olduğunu hatırladım hızlıca çantamı toparladım  ve bugün ki son seans için doktorun yanına gidecektim .

Afitab ı yine orada görme ümidiyle …
Kapıdan içeri girmiştim ,içerisi sessizdi sadece doktor vardı ,bir yanım mutluydu bir yanım ise üzgün  ,o yoktu .Belki de o hiç yoktu sadece benim hayallerimde yaşayan birisiydi, ben iyileştikçe onu görememeye başladım 

Artık böyle hissediyorum.
Eve gidiyordum hava kapalıydı , benim en sevdiğim gün bugündü ve dündü , yarın da benim en güzel günüm olacak ,mutlu olmamak için bir engel yoktu 

Ben artık mutlu olmalıydım ,sonuçta bu bizim tercihimiz .

Üzgün olduğumuzda neden üzgünsün dediklerini duymadım, e evet mutluydum  ve artık bu neden bu kadar gülüyor diye bana bakıyorlar 

Afitab’ da hep gülümserdi , o gülerken çok güzeldi 

Gerçi o her zaman güzeldi 

Onu sadece bir kez görmüştüm ama hiç gözlerine bakamamıştım 

Ben içine kapanık adam , o kalbi kırık gülümsemeyi başaran kadın 

O çok güçlüydü ,her şeyi yapabilirdi …

                              DEVAM EDECEK

Theo
\"Çok konuştum ,bir şey anlamadılar ,artık yazma zamanıydı\"
Subscribe
Bildir
4 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Pondeuse parpaing occasion Turquie
Sonraki
Kanuni, oğlu şehzade Mustafa’yı neden ve nasıl öldürttü.

Kanuni, oğlu şehzade Mustafa’yı neden ve nasıl öldürttü.

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.