Yine aynı konu üzerinde duracağım…
Belki bıktınız artık…
Ama, bazen böyle tekrara düşmek gerekiyor.
Esasında, muhalefet tarafında yazanların ve düşünce üretenlerin büyük çoğunluğu, bir bakıma ya monolog yapıyorlar ya da kendi aralarında kendi kendilerine söyleşiyorlar.
Konu…
Evet, yine CHP. Neden muhafazakâr seçmen kitlesi, bir türlü Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelemiyor? Neden mütedeyyin insanlar, CHP’ye şans tanımıyorlar?
Diken* yazarı Sayın Levent Gültekin, geçenlerdeki yazısında bu durma değiniyordu. Uzun süredir Sayın Gültekin’i takip ediyorum, gerçekten de çok olgun ve tutarlı yorum ve analizler yapmakta.
Eğer vaktiniz olursa, Sayın Levent Gültekin’i okuyun derim.
Bundan önceki yazımda da vurguladığım gibi, bazen yapılan anket sonuçlarına bakıyorum… Bu sonuçlarda, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ülkemizde görece olumsuz durumlara rağmen, anlamlı bir sıçrama yapamadığını müşahede ediyorum.
Neden? Gerçekten de artık CHP’yi dinden uzak bir parti veya dinle arasında mesafe olan bir parti olarak değerlendirmeyelim. Sayın Levent Gültekin’in de belirttiği gibi, mesele dindarlık meselesi değil.
Olmamalı.
Anketlerde çıkan sonuçlara göre, toplumun CHP’nin ülkeyi yönetebileceğine olan inancı düşükmüş. Aslında sorun burada. Nereden biliyorsunuz ki, başarısız olacağını? Yıllardır bu ülkede CHP’ye ülkeyi yönetmek için şans veya fırsat tanındı mı?
Hani derler ya… CHP’nin din hususunda önyargılı ve mesafeli olduğu… Esasında, önyargılı olan seçmenler. Seçmen kitlesi iradesini öylesine prangalamış ve öylesine bir düşünsel atalet içinde ki…
Zihinsel konfor alanından çıkıp, alışılmışın dışındaki seçeneği denemek bile “istemiyor”!
(*), www.diken.com.tr