Hayatımızdaki insanların mutlaka ama mutlaka hayat kalitemize ve ruh halimize ciddi etkileri var. Bu etkilerin en önemlisi bizi psikolojik olarak yönlendirmeleri.
Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim, sözü her zaman ve her koşulda kendi kendini gerçekleştirir. Hayatınızdaki insanlar anlayışlı, hoşgörülü, mutlu ve iyimserse hayatınızda bunun etkilerini görmeme olasılığınız yoktur. Bu insanları sizi içinde olduğunuz psikoloji her ne olursa olsun yukarıya çekmek ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlamak için çabalarlar. Enerjilerini iyiliğe ve sizi iyileştirmeye kullanırlar. Onların hayatınızda olması sizin için bir ödül gibidir. Her koşulda sizi içinde bulunduğunuz duruma hazırlarlar ve girdiğiniz savaşlardan en az hasar ile ayrılın diye ellerinden geleni yaparlar.
Bir de bunların tam tersi insanlar vardır. Bir gün bir şekilde hayatımıza aldığımız ama aldığımız güne her fırsatta pişman olduğumuz… Yaşanmışlıklar yüzünden hayatımızdan çekip atamadığımız. Ama artık resmen kangrene dönüşmüş bir uzuv gibi bizi zehirlenmekte olan insanlar. Hayatı yaşanmaz kılan, bizi eline geçen her şansta aşağıya çeken ve orada kaldığımıza emin olan insanlar. Bu insanların belli ortak özellikleri vardır. Sanki birbirlerinin kopyasıdırlar.
Gelin dost gözüken gerçek düşmanlarımızı tanıyalım!
Mutsuzlukları Bulaşıcıdır
Bu insanların belki de en belirgin özelliklerinden biri mutsuzluklarının bulaşıcı olmasıdır. Peki ne demek mutsuzluk bulaştırmak? Eğer onun hayatında yolunda gitmeyen bir şey varsa bir yolunu bulup size de acı çektirecek ve kendinizi kötü hissetmeniz için elinden geleni yapacaktır. Heyecanla anlattığınız bir hikayeyi en olumsuz yönleriyle ele alacak, giydiğinizi beğenmeyecek, kilo almış veya vermiş olmanıza takacak, sizi her fırsatta eleştirecek ve yanlışlarınızı yüzünüze vuracaktır. Bunun tek sebebi sizi huzursuz, mutsuz ve umutsuz hissettirmektir. Çünkü o mutsuzdur ve sizi de yanına çekmek istemektedir. Sizin mutluluğunuz onun için bir zehirdir.
Daima Rekabet Halindelerdir
Bu insanlar siz ne yapıyorsanız onu yapmaya başlarlar. Siz spora başladıysanız o maraton koşmaya heveslenir. Siz ders çalışıyorsanız o bölüm birincisi olmak ister. Aldığınız güzel bir eşya bile onun kendini yenilmiş ve sizin gerinizde kalmış hissetmesi için yeterlidir. Asla bu savaştan malup ayrılmayı göze alamaz. Her durumda ve her alanda sizden daha iyi olmalıdır. Daha çok para kazanmalı, daha iyi gözükmeli, daha yakışıklı bir sevgiliye sahip olmalıdır. Üstelik eğer sizinle yarışamayacağını anlarsa bu defa sizi de sabote etmeye yeltenir. Moralinizi bozar, yaptığınız işi küçümser. Sizi hayatınızdaki insanlardan soğutmaya çalışırız. Arzularınızın aslında ne kadar saçma veya ulaşılamaz olduğu hakkında konuşup durur. Bunların hepsinin sebebi, onun elde edemediği bir şeye sizin sahip olmanız riskini alamamasıdır. Sizin için sevinmesi mümkün bile değildir.
İlişkinizde Suç Daima Sizdedir
Ne yaşanırsa yaşansın eğer olumluysa mimarı odur. Eğer aranızda tatsız bir olay olduysa bunun sorumlusu sizsinizdir. Bunun aksine onu inandırmak mümkün değildir. Sizi üzecek bir şey yapar, kalbinizi kırar ve hatta size fiziksel olarak zarar vermeye bile çalışabilir. Tüm bunların sonunda onunla sakince karşı karşıya geldiğinizde size öyle bir konuşma yapar ki özür beklediğiniz insandan özür dilemek zorunda hissedersiniz. Sizi sorunun kaynağı olduğunuza ikna eder. Onda asla yanlış bir şey yoktur ve olamaz.
İhtiyacınız Olduğunda Orada Değildir
Bir dostunuza ihtiyacınız olduğunda veya yardım gerektiğinde asla ona ulaşamazsınız. Daima bahaneler üretip durur. Bazen ise kasten sizi kötü ve yalnız hissettirmek için yanınızda olmamayı seçerler. Zaten fiziksel olarak yanınızda olsalar bile asla ruhen burada değillerdir.
Sizlerin de hayatında bu tanımlara uyan arkadaşları ve böyle ilişkileri var mı? Dileriz en kısa zamanda bu insanları hayatlarınızdan çıkarma gücünü kendinizde bulursunuz.
Önerilen İçerik: İlişkilerinizi Kurtarma & İnsanları Anlama Rehberi
