Pek çok tiryakisi olan, tadına paha biçilemeyen çay, kültürümüzde kendine önemli ve sağlam bir yer edinmiştir. Çünkü çay, sohbetlere ahbaplık eden sadık bir dosttur. Günün her saatine sağladığı uyum sayesinde, evlerde ve işyerlerinde fokurdayan bir demliğin her daim hizmetkarlığını yapar. Sevgiliyi izleyecek manzaraya açılan kapının da açık bahanesidir…
Açık ya da demli içenler, ince belli bardakta ya da fincanda tercih edenler, şekerden kaşığı zor çevirenler ya da kaşığı hemen bardağın yanına bırakanlar derken, aslında her birimiz ayrı bir çay kültürüne sahibiz. Bu kültür içerisinde her ne kadar zevkimizi ve tarzımızı yansıtan birbirinden farklı çay tabakları olsa da hatırımıza en çok eşlik edeni, beyaz zemin üzerine kırmızı ve yaldızlı figürlerin yer aldığıdır.
“Acem Çay Tabağı” olarak adlandırılan bu tabaklar ve üzerinde yer alan figürler, ayrı anlamlar barındırmaktadır. “ Acem” kelimesi; Arapların kullandığı bir tabirdir ve İran’da yaşadığı halde Arap olmayanlar ifade edilmek istenmiştir. Tabaktaki kırmızı figürlerin amacı, çayın demini ve tazeliğini vurgulamaktır. Yedi tane olmasının sebebinin ise, haftanın yedi günü içilebilmesini vurgulamak olduğu düşünülmektedir. Yaldızlı motifler de çayın dem seviyesini en iyi şekilde yansıtmak için seçilmiş ve İran-Anadolu topraklarını ifade eden “Rumi” kelimesi figüre ismini vermiştir. Türk süsleme motifinde yer alan penç (çoklu yapraklı) çiçek figürü de acem çay tabağının ortasında yer alır ve tezhip sanatının örneğini yansıtmaktadır.
Sırların paylaşılmasında ve samimiyetin artmasında sorumluluk üstlenmiş olan çayın insanlar üzerindeki birleştirici ve bütünleştirici yönünü düşünürsek, herkese benden çay…