Bu gün kısa süreli bir bunalım geçirdim ve tabiki kimseye anlatamadım, anlatsamda anlamadılar. Alıştılar onlarda benim kısa süreli bunalımlarıma o yüzden pek umursamadılar, düşmediler üzerime. Oysa neler dönüyordu içimde. Ellerim farkında olmadan kana bulanmış; yaralarım kanamış, iyileşenler yeniden açılmış. Oysa onlar baktılar ama göremediler. Bakmakla görmek aynı değil bir türlü anlamadılar. Kalbim uyuştu, canım yandı ama bir milim oynamadı mimiklerim bende alışmışım demekki acılara, yaralara oysa hep canımın tatlı olduğunu söylerdi annem. Canımın en tatlı yerinden bir ısırık aldı herkes, canımı parça pinçik edildi ama kimse anlamadı, kimse görmedi yaralarımı, her yerim kan içinde kaldı ama kimse olmadı yaralarıma derman, yara bandı bile yetmedi bazen kapatmaya ama yine de görmedi kimse belkide görmek istemediler ya da belkide ben usta olmuşumdur bu konuda, iyice gizlemişimdir yaralarımı. Neyseki artık sık sık acımıyor canım. Acımamasından da memnun değilim acıması daha iyi aslında çünkü acıyı hissetmek demek hala yaşıyorsun, hala umut var demek ve eğer acımıycaksa bir daha uzak dursun benden. Eğer bir daha açılcaksa hiç geçmesin bedenimden çünkü bir daha açılması emeklerimin karşılığını alamadığım, içimde son kalan umut taneciklerinin bir hiç uğruna bitmek üzere olduğudur. Derken bir yeni bir yara eklendi eskilerinin yanina bu seferki çok derin çünkü en yakınım vurdu en canımın tatlı yerinden, o da almış oldu bir ısırık hatta bizzat ben ikram etmişim ona hiç farketmemişim, hiç görmemişim, görememişim. O da gitti hayatımdan derin bir yara bırakarak…
Canımın En Tatlısı
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum