Sanırım, doğduğumuzdan bu yana değişmeyen tek şey bulutlar. Koskocaman, pamuk şekeri gibi insanı düşlere daldıran bulutlar değişmedi tek. Yüzyıllar geçti. Nice insanlar gördü dünya, nice insanlar gördü bulutlar. Nice şairler, güzeller, savaşçılar, ilim adamları, padişahlar, evliyalar ve peygamberler… Ama biliyor musunuz, milyarca insan geçti dünyadan ve onlar farklı farklı yerlerde yaşadılar. Hepsi farklı dönemlerde yaşadı, öldü. Ama şundan eminim hepsinin dünyası farklıydı. Hepsinin ümitleri, hisleri, istekleri, arzuları farklıydı. İşte o yüzden eğer gözleri görüyorsa bütün insanlar hep aynı bulutları gördük. Hep aynı gökyüzüne bakarak ağladık, güldük, sevdik, aşık olduk. Ama bütün insanlar hep aynı yeri gördü. Geçmişten beri…. Yeryüzünü ne kadar çok değiştirdiyse insanoğlu, bulutlar o kadar aynı kaldı.
O yüzden taş devrindeki insanlar kadar teknoloji devrindeki insanlarda aynı yeri gördü, hiç değişmeyen gökyüzünü.
Kim bilir kaç milyon yıl önce gökyüzüne bakarak ağlamıştır biri. Ya da savaşta yaralanıp son nefesini gökyüzüne bakarak vermiştir. Kim bilir kaç kişi gökyüzüne bakarak geleceğin hayalini kurmuştur ya da ölüm haberini beklemiştir. Kim bilir kaç kişi sevgisini gökyüzüne bile haykırmak istemiştir. Kim bilir kaç şair gökyüzünü severek şiir yazmıştır.
Aynalıçeşme’de kıstırınca kendi kendimi;yalnızlığımdan ayıklayıp ölüme çeyrek kala;elma gibi soyarak yorgun çirkinliğimi; anladım gökyüzü olmak istediğimi; bütün gözlerimle ben çoğala çoğala;
Attila İlhan-belâ çiçeği-
Ah! Gökyüzü ah! Ne güzel öyle mavin… Ne güzel bulutların var. Ne güzel gün batışın, ne güzel gökkuşağın var. Ne güzel kar tanelerin ne güzel yağmurların var. Ne ışıltılı yıldızların, ne parlak güneşin var. İnsanın baktığı ama göremediği binlerce güzelliğin var. Yeryüzündeki çiçekler gibi deniz gibi… Sen uçsuz bucaksızsın kime ne. Sen masmavisin kime ne. Kim bilir gördüklerini… Kim bilir kaç uçurtma, balon savruldu yüzeyine. Kim bilir…
Ah! Benim pamuk şekeri gökyüzüm. Kaç Ömer Hayyam, kaç Mevlana, kaç Cemal Süreya eskittin kim bilir…
Çocukken sana bakardım sessizce. Çünkü sen insana, en ıssız, en narin, en naif halini anlatırsın. Çünkü karanlıkta senin, aydınlıkta. Yeniden doğuşta senin. Çünkü eşsiz bir yaratıcın var.
Yıldızların gökyüzüm, bana ne kadar yakın hem ne kadar uzak. O zaman hayal kurardım. 18 yıl oldu be gökyüzüm, hala hayranım sana. Hala güzelsin. Tıpkı çocukluğumdaki oyun tadı gibi . Tıpkı ilkbahar rüzgarı gibi…
BİR BALON UÇURDUM GÖKYÜZÜM. BULUTLARA DOĞRU, KALBİME DOĞRU…