çok zaman olmadı
çok değil kısa bir süre önce çok sevdiğim, (hoş şu an sevmiyorum diyemem asla ama orası ayrı bir muhabbet dostlar) ilk kez kısa sürede bu kadar tutulup bu kadar kendimden emin duygular hissettiğim birisi vardı. eski sevgilimin onunla beni el ele görünce dayanamayıp asılsız dedikodular çıkarmasına, söylediği onca yalana inanması üzerine, üzerimdeki ceketini alıp, bir kez olsun bile bana bunlar doğru mu, bir şey söyle bile demeden sırtını dönüp gidişi gecelerdir aklımdan çıkmıyor. uyanıkken aklımdan, uyuyacakken gözlerimin önünden gitmiyor. daha sonra olanı biteni anlattım, söylenenlerin hepsinin yalan olduğunu üstelik bunu eski sevgilim de itiraf etmesine rağmen biz kırılan parçalarımızı toparlayamadık. bu hikayede suçsuz olduğumu anlamasına rağmen bir ailevi sıkıntıları olduğunu söyleyerek, olanları kaldıramadığım söyleyerek arkasını dönüp gittiği yolan geri dönmedi. çok özlüyorum fakat yaşananlara da çok kırgınım. düşünmek istemiyorum kötü şeyleri ona olan duygularım zarar görmesin diye. kimsenin en başta kendimin ve çevremin yüzünü kara çıkartacak hiç bir davranıştan bulunmadım fakat en uzun ben kavruldum bu ateşte. belki de kavrulduğum bu ateş sevdamızın ateşidir. gözlerimin içine bakarak beni sevdiğini söylediğin öpüp kokladığın anlar bir saniye olsun aklımdan çıkmıyor. çok özledim. şair diyor ya göğsümü delen bu şeyin özlem olduğunu bilmesem ölüyorum derdim. öldürüyorsun, acı çekiyorum görmüyor musun yoksa görmek mi istemiyorsun. olsundu. can kırığım, canın sağ olsun.