Yakın bir zamanda kendi hakkımda bir şey fark ettim. Gerçek anlamda bu dünyada yaşamadığımı. Tabii ki bedenen ve ruhen buradayım. Ama aklım bambaşka bir yerde.
Çok sık hayal kurar mısınız? Yani bunu bir çoğumuz yapıyoruz elbette. Başka insanların neler hayal ettiğini bilmiyorum. Ve sormuyorum da. Çünkü bu kişi açısından utanç verici olabilir. Şahsen benim öyle.
İnsanlar ne zaman hayal kurmaya başladı? Bilinçli düşünebilmeye başladığımızda mı, yoksa asla sahip olamayacağımız şeyler ya da kişilere gereksinim duyduğumuzda mı?
Yıllardır o kadar çok hayal kurdum ki. Binlerce senaryo yazdım kafamda. Bazıları gercekçiydi, bazıları saçma.
Hayal kurmanın eğlenceli ve güzel olduğunu düşündüm hep. Yemin ederim kendimi mutlu hissettiğim tek yer orası. Gün içinde gülsem bile bunun bir refleks duygusu olduğunu düşündüm.
Daha sonradan bir şey fark ettim. Ben kendimde değilim. Şaka değil. Gerçekten de değilim. Bunu birdenbire fark ettiğimde durup biraz düşündüm. Ben gerçeklikte yaşamıyorum.
Kendimi aslında hayalimdeki kişi olduğuma o kadar inandırdım ki gerçekte yaşadığım bir olaya normal ben şeklinde tepki verdiğimde şaşırdım. Ben böyle değilim ki dedim. Halbuki böyleyim.
Bu gene olayın iyi tarafı. Kendimi diğer hayatlarıma öyle çok kaptırdım ki gerçekte yaşadığım ve yaptığım şeyleri de o hayatlara göre yönlendiriyorum.
Başta zararsız gibi geliyor ama aslında çok tuhaf.
Yani sizin daha önce gerçekte var olmayan ya da sizi tanımayan birisi için bir şeyler satın alınız mı? Ya da o böyle sever diye yaptığınız biri işi farklı şekilde yaptınız mı? Ya da bir gün onunla gerçekten karşılaşacağınıza inanarak hayatınızı ona göre şekillendiriyor musunuz?
Ve sadece bu kadar da değil. Bu şey bir kereye mahsus değil. Hayatımın içindeki en küçük ayrıntıları bile buna göre şekillendiriyorum. Sabah kalktıktan sonra gece yatana kadar belki de asla yaşamayacağım şeyleri düşünüp yaptığım her bir hareketi hatta attığım her bir adımı sanki o hayalin içindeymişim gibi atıyorum.
Uzun bir süre bu bana oldukça normal geldi. Fakat şimdi bir daha düşününce bu o kadar da normal gelmemeye başladı. Yani nasıl bilmiyorum. Diğer insanlar nasıl davranıyor bilmiyorum.
Tek bildiğim gerçek dünyada gerçek olmayan şeyler yaşadığım. Yaparken inanılmaz normal gelse de daha sonra üzerine düşününce tuhaflaşıyor.
Peki bundan vazgeçmek istiyor muyum?
Hayır.
Daha sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşayacağımı bilsem de bu beni şu anda ayakta tutan tek şey. Sadece hayal etme ve yazma yeteneğine sahibim. Beni rahatlatan nadir şeylerden. Ve bundan kolay kolay vazgeçeceğimi hiç sanmıyorum. Sonunda benim için büyük bir yıkım olacak olsa bile şu anda elimden gelen başka bir şey yok.
Güncelleme: Bir yıl aradan sonra söylemek isterim ki bu yazdıklarımdan hiçbir şey değişmedi. Hala aynı hatta çok daha fazla derecede hayal kuruyorum ve bu günlük hayatımı çok etkiliyor. Ne ders çalışırken ne de biriyle konuşurken gerçekten odaklanbiliyorum ve bu gerçekten sorun haline gelmeye başladı. Gene de bilmiyorum. Sanırım bu durumu seviyorum.