Ekrem İmamoğlu üç aydan kısa sürede iki seçim kazanarak Türkiye siyaset tarihine geçti ve şahsen bu değişimin bir parçası olmaktan ötürü çok mutluyum. Adam öyle bir sükse yaptı ki şimdiden potansiyel cumhurbaşkanı olarak görülüyor. Hal böyle olunca da herkes İmamoğlu’yla geçen seneki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin favori adayı Muharrem İnce’yi kıyaslar oldu ve şahsen İnce’ye biraz haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Muharrem İnce’nin daha saldırgan bir konuşma tarzı olduğu için kendi seçmenini çok başarılı şekilde konsolide ediyordu. Ama bu yüzden de asıl oyuna ihtiyaç duyduğu AKP seçmeninin gözünde itici bir görüntü sergiledi. AKP’lilerin gözünde apayrı bir yeri olan Erdoğan’a laf atıp durarak da yıllardır devam eden kutuplaştırıcı siyasete hizmet etmiş oldu. Erdoğan da yıllardır aynı taktikle siyaset yaptığı için seçime yine siz-biz şeklinde girdik ve Erdoğan her zamanki gibi yine kazandı.
İmamoğlu’nun kazanmasının en temel iki sebebi var diye düşünüyorum:
Birincisi, seçime “namağlup” olmasıyla bilinen Erdoğan’a karşı değil, Binali Yıldırım’a karşı girmesi. Şöyle ki:
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde şahıslara oy verilir. 24 Haziran’da da 6 tane cumhurbaşkanı adayı vardı ve seçmenin çoğu her zamanki gibi kendi partisinin adayına oy verdi. AKP’nin adayı da siyaset hayatında seçim kaybetmeyen Erdoğan olduğu için AKP’li seçmenin Erdoğan’dan başkasına oy vermesi zaten düşünülemezdi. Keza öyle de oldu. Hemen sonuçlara tekrardan bir bakalım:
Erdoğan, en yakın rakibi İnce’ye 10 milyondan fazla fark atmış. Zaten bu yüzden İnce’ye yapılan “sandıkların başında durmadı” eleştirilerini de mantık dışı buluyorum. Evet, seçim gecesi ortalıktan kaybolması büyük bir fiyaskoydu ama “ortalıktan kaybolmasa şimdi cumhurbaşkanı olacaktı” şeklindeki eleştiriler zerre kadar gerçekçi değil. İnce ne yaparsa yapsın bu sonuç değişmeyecekti. Hatta şunu da iddia ediyorum ki, geçen sene CHP’nin adayı Muharrem İnce değil de Ekrem İmamoğlu olsaydı, yine Erdoğan’a karşı “CHP adayı” olmuş olacağı için yukarıdaki tabloda çok bir değişiklik olmazdı.
Ama 31 Mart seçimleri belediye seçimleri olduğu için partiler birleşip ittifak adaylarını çıkardılar. Cumhur İttifakı’nın adayı daha önce çok seçim kaybetmiş, üstüne üstlük Başbakanlık, Meclis Başkanlığı yaptıktan sonra İBB başkanlığına aday olan Binali Yıldırım oldu. E bunun üstüne Erdoğan’a bağlı ama partisine küskün AKP seçmenleri olduğunu da düşünecek olursak, arkasına İyi Parti ve HDP seçmenlerinin desteğini de alan İmamaoğlu’nun seçimi kazanması, İnce’nin Erdoğan’a karşı kazanmasına göre çok daha olasıydı zaten.
İkinci sebep ise, herkesin malumu olduğu üzere, 24 Haziran – 31 Mart seçimleri arasında ekonominin çok çok daha kötü seviyelere gelmesi.
Bu da zaten yeterince açıktır diye düşünüyorum. 24 Haziran’da 4.70 civarında olan dolar kuru 31 Mart’ta 5.60’ın üstündeydi, ki geçen yaz 7 liraya kadar tırmanmasını saymıyorum bile. Üstüne bir de poşetlerin parayla satılmaya başlanması; elektriğe, suya, benzine, motorine, her türlü temel gıdaya vs. gelen, ardı arkası kesilmeyen zamlar derken, bir de tanzim satış olayıyla devlet resmen ekonominin batmakta olduğunu açık açık ilan etmiş oldu.
İnce Neden Kaybetti, İmamoğlu Neden Kazandı?
Sonuç olarak, Haziran 2018 Türkiye’sinde halk Erdoğan’ı iktidardan indirecek kadar kötü bir durumda değildi, bu yüzden İnce kaybetti. Mart 2019 Türkiye’sinde ise İstanbul halkı belediyeyi AKP’nin elinden alacak kadar krizin içinde yaşıyordu, bu yüzden İmamoğlu kazandı. Yani iş biraz “siyasi konjonktür” denen şeyde bitti 🙂
Son olarak da şunu söyleyeceğim: Ekrem İmamoğlu, CHP’nin, parti adayı yapmak üzere dışarıdan tuttuğu serbest bir siyasetçiymiş edasıyla yükselişe geçmişken, Muharrem İnce yılların CHP’lisidir. İmamoğlu yarın başka bir partide de siyaset yapabilir ya da koşullar gerektirirse kendi partisini de kurabilir ama İnce’yi CHP dışında siyaset yaparken göreceğimizi pek sanmıyorum. Şu an ikisi de iktidara karşı muhalefet cephesindedir, o yüzden birini övüp birini yermeye çalışmakta herhangi bir fayda göremiyorum.
#herşeyçokgüzelolacak 🙂
Önerilen İçerik: Amerikan Başkanı’nı Seçen 538 Kişi