Sarah Jio yine harkulade bir kitaba imza atmış bulunmakta. Aşkı, umudu sonucu ne olursa olsun dimdik ayakta durmayı öğreten bir kitap. Yeri geldi ağladım, yeri geldi kahkaha attım ve yeri geldi kendimi kahramanımız Vera’nın yerine koydum; onula eğlendim onunla duyguları hissettim. Gelin beni derinden etkileyen bu kitap nasıl kaleme alınmış inceleyelim…
Mayıs ayında gerçekleşen kar yağışı olan fırtınaya Böğürtlen Kışı denmektedir. İşte tam Mayıs ayında Amerika Seattle’da şiddetli fırtına ve kar yağışı vardır.
Vera Ray ve arkadaşı Caroline yaşadıkları şehirde yoksul bir şekilde yaşamaktadırlar. Aynı evde yaşayan bu iki dost Caroline’nın isteği üzerine Vera’ya Olympic Otel’de bir davet olduğunu ve kendilerinin de bu davete bir yolunu bulup girebileceklerini söyler. Vera etrafındaki herkesin daha lüks kıyafetleri olduğunu ve içinde bulunduğu ortamdan hoşnut olmadığını Caroline’e söylese bile bir şekilde o davete girmenin yolunu bulmuşlardır. Vera otelde otel sahibinin oğlu Charles ile tanışır. Kendisi yoksul olduğu için Charles’a yaklaşmak istemeyen Vera’nın peşini Charles bir türlü bırakmaz. Vera’nın yoksul olması Charles’ı hiç rahatsız etmemektedir. Böylece görüşmeye devam ederler. Daha sonra Vera hamile kalır; fakat hamile olduğunu Charles’a söyleyemez. Charles, Vera’ya evlenme teklifi eder ve Vera’yı ailesi ile tanıştırmaya götürür. Vera, fakir olduğu için Charles’ın ailesi Vera’yı istemez. Charles’in kız kardeşi Josephine, Vera ile konuşur ve onun hamile olduğunu öğrenir. Charles ile evlenirse babasının tüm mirasından mahrum kalacağını söyler. Vera kendisi yüzünden Charles’i zor durumda bırakmak istemez ve Charles’tan ayrılır.
Vera’nın Daniel adında bir oğlu olur. Fakir ama huzurlu bir yaşam sürmektedirler. Geçimlerini sağlamak için Vera temizlik görevlisi olarak gece de çalışmaya devam eder. Dört yaşına gelen oğlu Daniel’i tek başına evde bırakmak zorundadır. Yine bir mayıs ayı gecesinde kar yağıyorken Daniel’i öperek evden ayrılır. İşten döndüğünde ise evde oğlunun olmadığını görür. Kar oynamak için dışarı çıktığını düşünen Vera, oğlunu aramak için dışarı çıkar. Fakat ondan geriye sadece karlar içerisinde gömülü halde ayıcığı kalır. Oyuncak ayıcığı alarak polise oğlunun kaçırıldığını bildiren Vera’ya polis de yardım etmez. Çünkü Vera fakirdir. Bu yüzden Vera günlerce kendine gelemez ve kendi çabasıyla oğlunu aramaya başlar. İşe gidemediği için, işten de kovulur. Hayatını oğluna adayan kadın için bir anlamda hayat onun için sona ermiştir.
Tam 80 yıl sonra 2013 yılının Mayıs ayında yine aynı şekilde kar fırtınası olur. Bilim adamlarına göre bu mevsimsiz kar böğürtlen kışı olarak adlandırılır. Seattle Herald Gazetesi muhabiri olan Claire Aldridge’ye 1933 yılındaki ve şimdiki kar fırtınası ile ilgili ilgi çekici bir yazı yazması söylenir. Aynı zamanda Claire gazetenin sahibi Kensington’ların oğlu olan Ethan ile evlidir. Claire ne yazabileceğini düşünmektedir; ama son zamanlarda kendini iyi hissetmediği için ne yazacağını bir türlü bulamaz. Düşüncelerini toplamak için koşuya çıkar. Hamile olmasına rağmen kulaklığını takıp müzik dinleyerek koşmaya başlar ve o gün olanlar olmuştur. Müziğe kendini kaptıran Claire, arabanın kornasını duymaz ve bir araba Claire’e çarpar. Claire bebeğini kaybeder ve bebeklerini kaybettikten sonra Ethan ve Claire birbirinden uzaklaşmaya başlar. Bu olaydan sonra Claire koşmayı bırakır. Düşüncelerini toplayan ve kar fırtınası ile ilgili yazısını artık yazmak isteyen Claire bu görev için Seatte’ye gider.
Daniel Ray adında bir çocuğun kaybolduğunu öğrenir. Claire de bebeğini kaybettiği için bu olay onu çok etkiler ve yazısını bu olayla ilgili olarak yazmaya karar verir. Araştırmalarına başlar ve Daniel Ray’in o zamanlarda oturduğu evin adresini öğrenir. Adrese gittiğinde buranın arkadaşı Dominic’in kafesinin yeri olduğunu görür. Dominic’ten üst katı gezmek için izin alır ve orada Caroline’nin kızı Eva’nın çizdiği bir resmi bulur. Arkasında Eva’nın adı ve soyadı yazıyordur. Claire hastaneden gelen bir pakette ismi yazan kişiyle Eva’nın soyadının aynı olduğunu görür. O kadınla konuşur ve Eva adında bir akrabası olduğunu öğrenir. Eva ile görüşmeye gider ve Eva ona Daniel ile ilgili bildiklerini anlatır. Eva ona Vera’nın öldürüldüğünü söyler. Claire, Vera hakkında araştırmalara başlar ve Vera’nın olayıyla Avukat Edward Sharpe’nin ilgilendiğini öğrenir. Edward Sharpe her şeyin kaydını tutan bir avukattır. Claire onun kızına ulaşır. Avukatın dosyalarına bakmak için ondan izin alır. Vera ile ilgili dosyaları bulur ve orada Vera’yı öldürmekle suçlanan Ivanoff’un ifadesini bulur. Bu belgelerden Vera’yı Charles’ın kardeşi Josephine’nin öldürdüğünü öğrenir. Ayrıca Charles’ın ve ailesinin de Kensington olduğunu öğrenir.
Claire, Charles’ın kim olduğunu öğrenmek için Ethan’nın büyük babası Warren ile görüşmeye gider. Warren’den Daniel’in Warren olduğunu öğrenir. Claire, Daniel ve Eva’yı bir araya getirir. Artık olay gizemini yitirmiştir. Hayat Claire’e başka bakıyordur.