Kabul etmek gerekir ki, Türkiye eski Türkiye değil.
AK Parti iktidarıyla beraber ülkemiz birtakım değişimler yaşadı.
Adalet ve Kalkınma Partisiyle beraber artık Türkiye, yıllardır koalisyon hükümetlerinin neden olduğu kaos ortamlarından “bağışık” bir biçimde varlığını devam ettirmekte.
Bazı şeyleri eğri oturup doğru konuşmak gerekir. Zaman zaman çevremde tanıklık ediyorum:
Ak Parti’nin ülkemizi bir bilinmeze doğru sürüklediği. Toplumumuzun içinde epeyce bir kitle, siyasal iktidardan memnun değil. Bu memnuniyetsizlik, sadece uygulanan politikalardan ve izlenen siyasalardan müteşekkil değil.
Özellikle ATATÜRKÇÜ ve CUMHURİYETE gönülden bağlı kitleler, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir “aldatma” içinde olduğuna inanmış durumda. Bir de anlayamadığım husus, her iki tarafın da sahip oldukları görüş çerçevesinde kesif bir biçimde at gözlüklü olmaları.
* * *
Tamam… AK Parti “takiyeci” bir parti olsun…
Ak Parti BOP veya/ve GOP eşbaşkanları olsun…
Şimdi benim anlayamadığım husus, bu kadar seçim dönemi tecrübe etmemize ve seneleri devirmemize rağmen, seküler kesimin AK Parti’nin memlekete “bir çivi” bile çakmadığı yönündeki görüşleridir.
Pekâlâ insanlar; liberal olabilir, solcu olabilir, muhafazakâr olabilir, komünist olabilir, hangi siyasal ekolde konumlanırsa konumlanılsın, bazı “gerçekleri” görememek nasıl açıklanabilinir?
AK Parti değil miydi, “Askeri Vesayetle” mücadele eden?
AK Parti değil miydi, “Yargı Vesayetiyle” mücadele eden?
Tamam, ülkemizde vesayet odaklarıyla mücadele edilirken, devletimizin kurumları ve bu kurumların vatanperver insanları yıpratıldı.
Adalet ve Kalkınma Partisi, bir şeyleri yaparken, bir şeyleri de belki bozdu.
Esasında, benim takıldığım husus: 2002 yılından 2018 yılına kadar bu memlekette hiçbir şey yapılmadığı mı?
Tamam, Ak Parti’nin toplumun geneline ulaşabildiği söylenemez.
Yalnız, Adalet ve Kalkınma Partisi ile “Hizmet” odaklı bir siyaset, ülkemizde varolabilmiştir.
* * *
Son tahlilde…
Ülkemizde çeşitli kesimlerin kopardıkları vaveyla nasıl açıklanabilir?
2002 yılında iktidara gelen Ak Parti ne demişti:
– Biz değiştik.
– Üzerimizdeki “Milli Görüş” gömleğini çıkardık.
– Biz muhafazakâr demokrat(?) bir partiyiz.
– AB’liğine girmek istiyoruz.
Pek tabii ki siyasal iktidar, vesayet odaklarını geriletirken çevreden-merkeze gelirken, şuan nazarıyla artık merkeze tamamıyla kendisi yerleşmiştir.
Biz birlikte büyük TÜRKİYE İDEALİNİ nasıl kuracağız?
Senelerce sürgit birbirimizle didişerek, daha gelişmiş bir devlet ve toplum düzenini nasıl tesis edeceğiz?