Biyolojik saati tanımını hepiniz duymuşsunuzdur. Vücudumuzun kendi yönetim biçimi vardır. Bazen her ne kadar farklı bir faaliyet yapmak istesek de gösterdiği etkiler ile buna izin vermeye bilir. Biyolojik saat vücudumuzun işleyişinde rol alan sistemlerden biridir. Uykunun gerekliliğini hepimiz az çok biliyoruz. Bedenimizin dinlenmesi için, güne daha iyi başlamak için güzel bir araçtır. Uzmanlar 6-8 saat uyku önerirler. Aslında burada bahsedilen şey bir biyolojik saattir. Vücudumuzun iç dengesini bulmasında, zaman ayarı yapmasında kullandığı saate biyolojik saat diyebiliriz. Hayatımızı belli bir döngüde yaşarız. Ortalama uyku ve uyanıklık saatlerimiz bellidir. Uzmanlar belli bir saat aralığı önerseler de aslında biyolojik saat dolayısıyla uyku-uyanıklık saatlerimiz farklılıklar gösterebilir. Önemli olan uyku evrelerini sağlıklı geçirilebilmektedir.
Rem evreleri:Biyolojik Saatin Yardımcıları
Biyolojik saatimizin bir elemanı olarak uykudan bahsetmiştir. REM evreleri uyku evreleri olarak da karşımıza çıkar. REM adını 5.evreden alır. Rapid Eye Movement yani hızlı göz hareketi demektir. Yeri gelince nedenini anlayacaksınızdır.
Uzmanlar uyuduğumuz zaman 5 adet evreden geçtiğimizi göstermişlerdir. İlk 4 evre NREM (non-REM) evreleridir.
İlk evresi, hafif evredir. Yavaşça uykuya hazırlandığımız kısımdır. Hemen uyanmak mümkündür.
2. Evre içerisinde biraz daha uykuya dalarız. Bu evre uykunun yaklaşık yarısını oluşturur. Ve uyandırılmaya çalışan biri uyuduğunun farkında olmaz. Yok yok uyumuyorum sen anlat diyenlerin bölümüdür diyebiliriz.
3. Evre de uykumuz derinleşmeye devam ediyor. Uykunun yaklaşık %25’ini kapsar.
4. Evre de çok derin bir uyku içerisinde oluruz. Uyuyanın uykusundan uyandırılması çok güç olur. Uyandığında da kendini çok uykulu hissedecektir. Uyurgezerlik ve uykuda konuşma bu evre de görülebilir.
Geldik en atraksiyonlu evreye…
5. Evre diğer bir adıyla REM evresi dediğimiz evredir. Şimdiye kadar vücudumuz yavaşta rahatlamış, göz hareketlerimiz azaltmış, beyin dinlenmeye geçmişti. Ama şimdi uyanma zamanı. Yanlış anlaşılmasın siz uyanmıyorsunuz. Beyniniz uyanıyor. Bu evre de göz hareketlerimiz bir anda hızlanmaya başlıyor. O kadar ki bunu dışarıdan gözlemek mümkündür.
Ve hazır olun her an rüya görebilirsiniz. Diğer evrelerde de rüya görmek mümkündür ama büyük çoğunlukla görülen rüyaların bu evre de olduğu tespit edilmiş. Bir bilgi daha vereyim. Eğer bu evre de uyanırsanız gördüğünüz rüyayı çok net hatırlarsınız.
Bu evre uykunun yaklaşık %25’ini oluşturur. Ayrıca kalp atışımız ve nefes düzeyimiz artar. Bu sırada beyin hareket fonksiyonlarını kitler ve geçici uyku felcine neden olur. Hatta bazen öyle bir şey olur ki karabasan geldi deriz. Uykudan uyanmak isteriz ama bunu yapamayız. Aslında vücut kendini kitlediği için beklenen bir durumdur. Nereden bilsin o an uyanmak isteyeceğimizi…
REM uykusu gereklidir. Bu evrede arkadaşınızı uyandırmadan önce iki kere düşünün derim. Çünkü uyandırılmaya çalışan insanlar çok gergin ruh haller veya agresif tavırlar sergileyeceklerdir.
REM evrelerinin gerçek saate dönüşümü
Sizlere bilim ve teknik dergisinin uykumuz ve biyolojik saatimiz ile ilgili derlediği yazısının bir özetini getirdim. Bakalım bir gün içerisinde bizi neler bekliyor. Şunu tekrar belirtmeme izin verin. Günlük rutinlerimiz kendimize özeldir. Burada belirtilen saatler sabah erken kalkan öğle vaktinde yemek yiyerek gece yarısına doğru uykuya geçenler için bir ortalamadır. O zaman haydi bir göz atalım.
01.00 Hazır olun! Beden kendini uykuya hazırlıyor. Dikkat azaldığı için bu saate çalışanların hata yapma olasılığı yüksekmiş. İş ve trafik kazaları artıyor.
02.00 Uykumuz derinleşiyor. Melatonin seviyelerimiz en yüksektedir. Beden soğuğa karşı aşırı duyarlı oluyor. Bir yerlerinizin açılmamasına dikkat etmeli. Görme ve refleksler azalıyor. Gece yapılan trafik kazalarının çoğu bu saatte kaydedilmiş.
03.00 Melatonin salgılanması azalıyor. Kararsızlık artıyor ve melankolik hissetmeye başlayabiliyoruz. İntihar vakaları bu saatlerde sık görülüyormuş.
04.30 Beden sıcaklığının en düşük olduğu saattir.
05.00 Erkeklik hormonu salgılanması artıyor. Stres hormonları yerini alıyor ve kaybolan enerjimiz geri gelmeye başlıyor. Gece aktivitelerini sevenlere duyurulur.
06.00 Kortizon salgısı artıyor. Ve beden uyanmaya başlıyor. Kendini günün işlerine hazırlıyor. Enerji ve protein depoluyor. Bu saate kadar uyumadıysanız artık kendinizi yeni güne hazırlayınız.
07.00 Erken spor yapmayı sevenler için bu saatlerde beden daha gücünü toparlamadığı için spor yapmak önerilmiyor. Sabah erken saatlerde yapılan yorucu sporlar kalbe gereksiz yere yüklenilmesine yol açar. Sindirim sistemi kendini göstermeye başlıyor. Haydi, güzel bir kahvaltıya.
08.00 Sıradaki bilgi sigara içenlerimize gelsin. Nikotinin sağlığa en çok zarar verdiği saatlerdeyiz. Sabah içilen sigara damarlar her zamankinden çok daraltıyor.
10.00 Yüksek alarm durumundayız. Enerjiler tavan, verimlilik yüksek düzeyde, beyin yaratıcı ve dinamiktir.
12.00 Öğle zamanı artık karnımız acıkıyor. Dikkat dağılıyor. Biraz ara verip karnımızı doyursak iyi olacak.
15.00 Hop enerjimiz geri geliyor. Belleğimiz tam formunda. Sabahki aktiflik kadar olmasa da ikinci verimliliğe giriyoruz.
17.00 Kalp-damar sisteminin verimliliği çok yüksek, kas gücümüz dorukta. Kuvvetimiz artıyor. Sanırım bir sporu hak ettik.
21.00 Melatonin salgımız başlıyor. Yavaşça uyku dönemine giriyoruz.
23.00 Dinlenme saati. Stres hormonumuz azalıyor. Sakinleşip gevşemek için mükemmel saatler.
24.00 Gece yarısı, uykunun ilk evresi başlıyor. Uçuşa hazır olun!
Bedenimiz bizi her geçen gün şaşırtmaya devam edecek gibi. Onun verdiği mesajları alıp istediklerini verirsek bizim için yapamayacağı şey yoktur. Bir başka yazıda görüşmek üzere. Kendinize iyi davranın.