Dünya mı kötü yoksa dünya da yaşayanlar mı kötüdür? Cevabını bulamadığım sorularım vardır. Karanlığın içinde tek başımayım bu kadar insanın içinde, renklerin içinde, hatta gökkuşağının reddettiği siyah rengin ta kendisiyim.
Yorgunluğumu gözkapamlarımdan anlardı bazıları fakat sormaya tenezül etmeyenleriz. Uzaklaştığım günden bu yana kendimi güçsüz hissediyorum… fiziksel olarak güçsüzüm, ruhen sizden bile güçlüyüm belki. Tek tük dostum var olmasına rağmen onlar dahi benim iyiliğimi istemez. Yağmur yağar bereket için, toprağın o bir damlaya ihtiyacı olduğu için… güneş çıkar canlıların ihtiyaçları için. Bir hayvan doğaya zarar vermez, bu hayvan insan değilse.
Elvin ve Abel gibi olmalıdır insanlar… saflığın, sevginin, saygının, önemli olanın manevi değerlerin olduğunu bilmelidir ya aslında. Karanlık bana özel dedim ya o karanlığın içinde renkli çiçekler yetiştiren kişide benim.
Herkes kendi karanlığında kaybolup tohum ekmek isteyecek.. O gün gelmeden anlaşabileceğiniz ve anlayabileceğiniz kişileri değil size boyun eğmiş insanları isteyecek, boyun eğenlere bir gün boyun eğeceksiniz ve işte asıl yalnızlığın verdiği tadı tadacaksınız. Sonuç olarak kimseyi değiştiremem bu hayatta, iyi olan iyi olarak ölür, kötü olan insan kötü olarak ölür. Sen kendi dünyanı iyileştir. Yoksa asıl dünyada sen ve senin gibi milyonlarca insanlardan olacaksın.
Ben onca düşünce içinde boğuldum. Denize gerek kalmadan yüzdüm. Tenimin soğukluğunu ufak damlalarla hissettim. Gözlerim buğulandı yaşlar akarken, yanaklarımda hissettim gözyaşlarımın sıcaklığını…. hayatı acımasız kılan bir avuç kalpsiz taş demek isterdim de taşın dahi dünya ya iyiliği var……