1980 yılıydı. Her anne baba gibi, benim annem babam da heyecanlıydılar. Ebeveynler için ilk çocuğun heyecanı daha farklı bir sevinç içerisinde oluyor.Doğduktan sonra üç aylık gibi kısa bir süreçte hastalanıp hastaneye götürülmüşüm. Doktorlar gereken müdahaleyi yapmış fakat bir faydası olmamış.
Bazen yaşamak istemediğin seçimi yaşarsın. İstemediğin yaşam biçimi senin için hayırlı olacaktır belki de. Hepimiz bir yaratıcı tarafından yaratıldık ve bize verilmiş bazı roller vardır, bizler de o rolleri oynuyoruz. Sizleri bilmem ama değerli okurlar ben kadere inanıyorum. Ailem, beni büyük hastanelere götürmüş fakat doktorların dediği tek şey “Boşuna gezdirmeyin” olmuş. Tıp çok ilerledi evet, ama benim hastalığıma yani (menenjit) hastalığına
daha uğrayamadı J Bazılarımız engel kader değil diyor. Tabii herkes düşüncelerinde özgürdür.Ben engelin kader olduğuna inanıyorum.
Engelli bireylerinde hayalleri var. Yapabildikleri var. Örnek vermem gerekirse Metin Şentürk;
şarkı söylüyor ve çok başarılı. Peki, Metin Bey’e şunu diyebilir miyiz: “Sen görme engellisin şarkı söyleyemezsın?” İşte bazı kesim, biz engelli bireylere sözle olmasa bile davranışlarıyla
“Sen yapmazsın” deyip kapasitemize değil de dış görünüşümüze bakıyor maalesef.
Bir şans verilirse görülür neleri başaracağımız. Görünüşe değil, kapasiteye bakılmalı.
Hayaller çok, imkânlar kısıtlı. Engelliler bir şey istiyorsa onu elde edebilmek için var güçleriyle mücadele ediyorlar. Kâhbaşarılı oluryorlar kâhbaşarısız. Önemli olan pes etmemek tıpkı benim gibi. Ben dünyaca ünlü bir yazar olmak istiyorum ve bu hedefime ulaşabilmek için çok çabalıyorum.
Bazı haber sitesinde engellilerin neler yapabildiklerini göstermeye çalışıyorum. Seslerimizi duyurmayı hedefliyorum. Ben tek parmağımı kullanarak ekran klavyesiyle yazıyorum.
Gönül isterdi ki siz sağlıklı bireyler gibi, 10 parmağımı birden kullanarak yazılarımı yazayım ama olmayınca olmuyor bunun için üzülüp kendimi yıpratamam çünkü ben engelimle mutluyum.
Her engelli grubunun zorluğu farklıdır. Mesela bir ortopedik engellinin belden yukarısı tutuyor ve ellerini rahatlıkla kullanabiliyor. Bir örnek daha vereyim; koltuk değneği kullanan
engelli bireyler var. Onlar biraz daha şanslı. Her işlerini kendileri yapabiliyor. Ben ağır engelli grubundanım, bizim her işimizi ailemiz yapmak zorunda, a’dan z’ye her şeyi. Biz engelliler birbirimizin durumuna bakıp dilimizden isyanı atıp şükrü yerleştirmemiz gerekir ki; ahirette yerimizi sağlamlaştıralım. Engellisin ama dilinde isyan var, bizler seçilmiş bireyleriz bunun bilincinde olarak yaşayalım, sonuçta bir gün hepimiz öleceğiz. Biz engelli bireyler ölüpte sağlıklı bireyler ölümsüz olmayacak, size tavsiyem ahiretinizi düşünerek yaşam denilen dikenli yola devam edin…
Rukiye Türeyen!