Savunmasız kaldığını hissettiğin an başlar gözyaşları yanaklarından akmaya..
Senin ittirerek yaptığın,tüm zorlukları aştığın şeyler bir çırpıda hiçe dönüşür sonra..
Bir kalbin yoktur artık.
Herkes acımasız,herkes güvensiz ve çıkarcı gelir sana..
En iyisi sandığın kişileri sorgulamaya başlarsın.
Kısacası önce kendinden başlarsın herşeye..
Kendine kızmalar,dövünmeler,ağlamalar,değersizlikler adına konabilecek herşeyi kapsar bu.
Sen zannedersin herkesi.. İYİ..
Hayır dediğin an karşındaki herkes senin için kötü olur birden. Fevri çıkışlar oluşur ve yaptığın her hamle sana daha çok zarar vermeye başlar.
Bunun adı öfke..
Kabullenme geçişine evrildiğinde karşı tarafta kim varsa dinler, sana katabildiklerini aklına dünyanın en önemli şeyi gibi yazarsın.
Sakinlik rolü kendini devralır.
Herşeyi bir elekten geçirip, kalan topakları sorgulamaya başlarsın.
Arkamda bırakmaya çalıştığım iyi insanlara haksızlık mı ettim ?
Herkes gibi onlarda arada kaynadı gitti mi ?
Biliyorum bundan sonra hayatım mükemmel olmıcak. Çokta mükemmel değildi zaten. Olana sahip çıkamadım. Olmayanla nasıl yaşarım bilmiyorum.
İnsanlar artık benim için iyi değil, kötü olamıcak kadar da mesafeli.
Kalbimin bana verdiği saflık duygusu ile kucak açanlara koşup, kuyu kazanlara tırpan tutuyorum.
Ben artık kendi varoluşumu yaşamaya başlıyorum.