Şehirden ayrılmasına iki gün vardı. Son iki gün… Hava serin, yerde sararmış yapraklar ve o, her şeyin başladığı yerde buldu kendini. Onu hatırladı ve tozlanmış anıları. Sonra oranın yakınlarındaki evin posta kutusuna bir zarf atarak, hızla gözden kayboldu. Sanırım iki tane yazmıştı, yazdıklarını unutmamak için. Yaprakları dökülen ağacın altındaki bankta oturmuş okurken gördüm onu ve o kalbi kırık iki aşığın hikayesini ve acıklı vedasını…
Şöyle yazmıştı; bu yazıyı açıpta okur musun bilemem ama artık benimde itiraf zamanım geldim. En başından başlayarak gideceğim. Sevginin ne olduğunu bilmeyen birine o itirafın çok gelmişti, korkutmuştu. Sadece o değil. Sen de çok korkuyordun ama bunları bana anlatmak, içini dökmek yerine hep sallantılı yürümesine izin verdin aramızdaki duyguların. Her şey icin çok erkendi. Seni daha fazla tanımak ve aşık olmak, kafamdaki soruların yanıtını almak için zamana ve sana ihtiyacım vardı ve bazı şeyleri netleştirmeye… Sen belki hazırdın ama bense bunun için gerçekten hazır olmak ve öyle cevap vermeyi çok isterdim. İnan sana kolay gelmediği gibi beni de çok zorladı sürekli heryerde tesadüfen karşılaşmamız. Bazen gözlerindeki özlem ve acıyı fark ediyorum. Ama bilmiyorum çok mu geç oldu bunun için, kalbinde nefretten başka bir şey kalmamıştır belki. Emin olamıyorum. Kafam çok karışıyor. Her bir şeyde anılarımız aklıma geliyor ve huzursuz oluyorum. Benden utanmanı sevmiyordum. Arkadaşça bir ilişkimiz olsun diye başta çok uğraştım ama utancın ve başkasından öğrendiğim duyguların beni inanamayacağın kadar kırdı. Belki saçma gelse de bunlar sana, ilk muhattabın ben olayım isterdim. O yüzden gerçekten zor dayanmaya çalıştım, hatta yenik bile düştüm. Seni de çok üzdüm. Merak etme hala bu konuda kalbim ağrıyor, çok rahat gibi belki gözüksemde. Hala kendimi suçlayıp, ne kadar kötü biri olduğumu düşünüyorum. Ama bunları bilsen ne değişir ki, değil mi? Korkağın tekiyim. Evet biliyorum. Seni de beni de üzmek istemediğimden bu korkaklık. Bu itirafı yüzüne yapmayı çok isterdim. Ama neredesin, kimlerlesin kim bilir. İki günüm kaldı buralardan uzaklaşmaya, ilk aşkımdan ayrılmaya…
Neden olmasın belki o gün gelir ve o gün başka bir yerde yine karşılaşırız tesadüfen ve beni beklersin o güne denk umutlu olmak ya da olmamak arasında kalsamda bu konuda. Sadece doğru zaman varsa onu beklemek istiyorum. O zamana denk kendine iyi bak ve lütfen benden nefret etme. Seni seven baykuşun bu mektubu bırakıp gitti ama senin o güzel kalbin yalnız baykuşu hiç bırakmasın olur mu?
Geceye şiir gerek, bana sen, onlara ötekiler…