Özgürlüğün ne olduğunu doğayla tanıdık, ama şimdi onun bize verdiği özgürlükle
onu öldürüyoruz. Merhameti, sevgiyi, paylaşmayı bize öğretti. Bize yaşama hakkı
verdi, zamanla insan kendini doğadan üstün gördü. O cevap vermedikçe yapmaya devam etti, ama bilmiyordu o cevabını en sona saklamıştı. Doğada yaşayan en küçük canlı bile doğayla bağlantılı iken biz insanların doğayla neden bir bağı olmadığını hiç düşündünüz mü? Neden insan nesli tükendiğin de doğa ölmüyor da diğer bütün canlıların nesli tükenmeye başladığında doğa yok oluyor…
Doğa insan olmadan da yaşar ama insan, doğa yok olduktan sonra yaşayamaz. -Paul Ehrlich-
Doğanın içinde yaşayan bir insan daha merhametli olur. Biz merhametin ne olduğunu unutup, yaşamın anlamını yitirip gittik. Küçücük bir zaman diliminde hırslara, egolara, açgözlülüğe ve paraya yenildik. Bir gezegeni paylaşmayı bilemediniz, içinde sadece insanlığın yaşadığını düşünerek katlettiniz şimdi karşımıza geçip gelecekten bahsetmeyin çünkü geleceğimizi siz yok ettiniz. Paylaşmayı bilmeyen bir millet sadece yok etmeyi bilir.
Yalnız son ağaç kesildikten, son ırmak zehirlendikten , son balık yakalandıktan
sonra… Ancak ondan sonra paranın yenemeyeceğini anlayacaksınız.
-Kızılderili Atasözü-
Ağaçları katlederken, denizi zehirlerken, havayı kirletirken kimseye hesap vermediniz belki ama çok yakında hesap vereceğiniz vakit gelecek ve işte o zaman paranızın hayat olmadığını, yenildiğinizi göreceksiniz. Elinizi sürdüğünüz yer ölüyor. Gelişmekten bahsediyorsunuz, gelecekten bahsediyorsunuz ama biz böyle bir gelecek istemiyoruz. Katledip yok ettiğiniz doğayı geri istiyoruz. En büyük katil sizlersiniz, her canlı yaşamayı hak eder bizden daha çok hem de. Gözünüzde ki perdeyi kaldırıp da dışarıya baksarsanız eğer kendi yok oluşumuzu yazdığımızı görürüsünüz. Tek merak ettiğim sonunu bile bile bir insan nasıl bu kadar
açgözlü ve kör olabilir. Yaşamak için, gelişmek için verdiğiniz bu savaş, yıkım bizi yok oluşa sürüklüyor.
Kirli çevre insanın ruhunu kirletir, kirli ruhlar çevreyi kirletir…
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Kaçkar Dağları Milli Parkı içindeki Palovit deresi kenarından yaylaya kadar yapılması planlanan yol nedeniyle, 32 santimetreye ulaşan çapları ve 10 metreyi bulabilen boyları ile dünyada tek orman olma özelliği taşıyan şimşir ağaçlarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu biliyor muydunuz? Ülkemizdeki güzellikleri kendi ellerimizle öldürmekten bıkmadık mı? yetmedi mi aldıklarınız… Bastığınız toğrak, deydiğiniz ağaç ölüyor. Üzülerek izlemekten bıktım artık yeter!
DOĞAYI KORUMAK İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER;
- Enerji kaynalarını israf etmemeliyiz.
- Fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynakları tüketmeliyiz.
- Geri dönüşüm ve geri kazanım tesisleri kurmalıyız.
- Atıklarımızı ayrıştırmalı ve doğaya zarar vermeyecek şekilde bertaraf etmeliyiz.
- Milli parklar kurmalı ve hayvan ve bitki türlerinin nesillerini koruma altına almalıyız.
- Sanayileri şehir hatlarından uzaklaştırmalıyız.
- Sanayide atık kontrol sistemleri kurmalıyız.
- Sera gazını kontrol altında tutmalıyız.
- Doğal ve yabani hayatı tahrip etmemeliyiz.
ORMANLARIN YOK EDİLMESİ SONUCUNDA OLUŞAN DOĞAL AFETLER ŞUNLARDIR;
- Heyelanlar yaşanmaktadır.
- Erozyon meydana gelmektedir.
- Deprem tahrifatı artmaktadır.
- Asit yağmurları yaşanmaktadır.
- Seller meydana gelmektedir.
Tabiat aşkı, insanın ümitIerini boşa çıkarmayan yegane aşktır.
Doğanın bize bıraktığı armağanlara sahip çıkmamız ve korumamız gerekiyor.
İnsanların açgözlülüğüne kaptırmayın kendinizi. Kendinize biraz zaman ayırın sadece siz ve doğa. Gözlerinizi kapatın, derin bir nefes alıp size yaşamayı, nefes almanızı sağlayan herşeye şükredin. Bırakın düşünceleriniz akıp gitsin zihninizi boşaltın size yüklenen sorumlulıkları atın omuzlarınızdan, bir kere olsun başkalarını değil kendinizi düşünün ve yalnızlığın tadını çıkarın.
Sadece sen ve doğa, gereksiz boş gürültü yok dinginlik ve huzur var… Bazen bu yalnızğı özlüyorum. Onlar olmadan sizin varlığınızın yok olacağını bilin ve bir de o yönden bakın olur mu. Yaşamak için bu kadar mücadele ederken neden bu katliam.
Doğa sizi dinginnliğe eriştirebilir. Bu onun size armağanıdır.
Doğayı dinginlik alanında algıladığınızda ve onunla o alanda birleştiğinizde,
farkındalığınız o alana nüfus eder. Bu sizin doğaya armağanınızdır.
-Eckhart Tolle-
