Bir kap mama bir kap su yeterli mi? Biraz da anlayış gerekmez mi?

Başını okşadığınızda size daha da yanaşan kedinizi, beraber oyunlar oynadığınız köpeğinizi ya da sesiyle evinizi şenlendiren kuşunuzu düşünün. Birlikte güzel anılar oluşturduğunuz bu vb. dostlarımızı düşündüğünüzde yüzünüzde oluşan gülümsemeyi hayal edebiliyoruz. Hayvanların bizlere yüzümüzde oluşan gülümsemeden daha fazla katkılarının olduğunu söylemek mümkündür. Yapılan araştırmalara göre hayvanlarla beraber yaşamayı öğrenmenin bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde birçok olumlu etkisi vardır.

Bu durum bireylerin otokontrollerini güçlendirmekte ve sorumluluk bilincini artırmaktadır. Stresi azaltmakta ve bireylerin daha anlayışlı olmalarına yardım etmektedir. Aynı zamanda evcil hayvanların depresyon semptomlarını azalttığı da söylenebilmektedir. Fiziksel sağlığa olan etkilerine bakılacak olunursa evcil hayvanı olan bireylerin daha sık egzersiz yaptığı ve daha iyi uyuduğu bilinmektedir. Bu bireylerin, evcil hayvanları sayesinde stresin üstesinden gelmeleri kalp hastalıklarından korunmalarında etkilidir. Peki, fiziksel ve psikolojik olarak bizlere bu denli katkısı bulunan dostlarımızın psikolojileri üzerine hiç düşündünüz mü?

Psikoloji kavramı yalnızca insanlara özgü değildir. Hayvanlar da hisseden ve duyumsayan varlıklardır. Bundan 150 yıl önce Charles Darwin hayvan davranışı, hayatta kalma gibi konuları sorgulamıştır. Böylece insan dışındaki bir canlının da düşünme, davranma gibi özellikleri incelenmeye başlanmıştır (Darwin, 1990). Hayvanlarla ilgili yapılan en ünlü deneysel çalışmalardan biri ise hepimizin duyduğu Pavlov’un köpeğidir. Bu çalışmadaki zil, et, salya ile “koşullu tepki” kavramı kazandırılmıştır (Todes, 2003).

Peki, çevrenizde hayvanını psikoloğa götüren birine rastladınız mı? Bu bazılarına çok uç bir örnek gelebilir fakat biz insanlar konuşma yeteneğimize rağmen empati yoksunluğundan ya da iletişimsizlikten birbirimizi anlamaktan yoksun haldeyiz. Hayvanlar ise bambaşka bir dünyanın diliyle kimi zaman havlayarak, miyavlayarak, saldırgan tavırlarla bizlere dertlerini anlatmaya çalışıyorlar. Fakat onları anlayamadığımız durumlar oldukça fazla. Hayvan psikologları, hayvanın davranışlarını inceleyerek zihninden geçenleri tahmin etmeye çalışır. Aynı zamanda hayvan sahibinin psikolojisini değerlendirerek hayvanı anlamaya çalışırlar. Bazı durumlarda hayvanı klinikte gözlemleyerek uygun ilaçlar, egzersizler ve terapiler verilebilir.

Özellikle köpeklerde ayrılık kaygısı sıklıkla görülen bir ruhsal bozukluktur. Sahibi tarafından terk edilme kaygısı köpekte kontrolsüz havlama, mobilyaları parçalama gibi davranışlara neden olabilir. Uzun süre kilitli bir ortamda tutulmuş bir köpek kendine zarar verebilir. Ayrıca tıpkı bizler gibi sosyal anlamda fobilere de sahip olabilirler. Bunlar; yalnız bırakılmak, veterinerler, merdiven inmek-çıkmak, arabaya binmek, yabancı insanlar vb. şekildedir. Köpek psikolojisinde sıklıkla rastlanılan bir diğer rahatsızlık ise köpek depresyonudur. Belirtileri sıklıkla insanlarla aynı seyir etmektedir. Bunlar; enerji düşüklüğü, iştah eksikliği, ilgisizlik, üzüntü vb. durumlardır.

Kedi psikolojisine bakacak olursak onlar için önemli olanın bakımının ve oyun ihtiyacının karşılanması olduğunu söyleyebiliriz. Kediler de tıpkı insanlar gibi sevgi ve korku gibi duyguları yaşamaktadır. Onların hangi durumlara hangi duygularla karşılık verdiğini anlamaya çalışmalı ve etkili iletişimin yollarını aramalıyız. Özellikle yavru kediler için “ödül” kavramı oldukça önemlidir. Kedilerimizi eğitmek ya da etkili bir iletişim kurmak istiyorsak bunu göz önünde bulundurmalıyız. Ödülün aksine ceza ve bağırma gibi yollara başvurmak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Bu yaklaşım kedimizi korkutmak dışında bir işe yaramayacaktır.

Kedilerin de yas tuttuğunu biliyor muydunuz? Kediler beraber vakit geçirdikleri arkadaşlarının kaybında yas tutmaktadırlar. Bu durum bazı kedilerde uyku süresindeki artış, yemek yemede azalma gibi gözle görülür davranış değişikliğine yol açabilirken bazılarındaysa dışarıdan herhangi bir farklılığa yol açmamaktadır.

Nasıl biz insanların yeme, içme, barınma dışında psikolojik ihtiyaçları varsa hayvanların da psikolojik huzura ihtiyaçları vardır. Onlarla dostça ilişkiler geliştirmek için onları anlamaya çalışmalı, yetersiz kaldığımızda ise bir uzmana başvurarak yardım almayı ihmal etmemeliyiz.

Kaynakça 

Savaş, T. ve Yurtman, İ. Y. (2008). Hayvan davranış bilimi ve zootekni: Tanım ve izlem. Hayvansal Üretim, 49(2).

Hayvan Psikologları: Bilmeniz Gereken Her Şey. (b.t.). My animals. https://myanimals.com/tr/saglik/bakim-ve-saglik/akil-sagligi/hayvan-psikologlari-her-sey/

Kedilerde yas. (b.t.). Hillspet. https://www.hillspet.com.tr/cat-care/behavior-appearance/do-cats-grieve

 Yavru kedi psikolojisi. (b.t.). Hillspet. https://www.hillspet.com.tr/cat-care/behavior-appearance/kitten-psychology

Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
DÜNYANIN AVEL YÜZÜ(2.BÖLÜM)
Sonraki
HAYAT VE SEN

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.