Yavaş yavaş ilerliyordum. Cebimde beş kuruş olmadan nereye gideceğim belirsiz bir yolculuğa koyuldum. Havanın sıcaklığı etrafta çöl etkisi yaratmıştı. Çok bunalmış kendimi yorgun hissediyordum. Boş hayallerle kendimi kandırıyor, aynı zamanda avutabiliyordum. Hayatım yalnızlıkla geçiyor, tek kelime edecek kimsemin olmaması beni üzüyordu. Ellerimi cebimbe attığımda avuçlarımın içine gelen kalem beni hüzünlendirdi. Duygularımı satır satır deftere döktüğüm ilk kalemimdi. Biliyor musunuz? Benim başımı sokacak bir evim karnımı doyuracak bir tas çorbam bile yok. Günümü sokakta geçiriyor,kuytu köşelerde bulduğum yemeklerden yararlanıyordum. Yaşadığım bu hayattan bıkmış,artık tükenmiş durumda idim. Bu hayat bana dünyanın kaç bucak olduğunu öğretmiş insanoğlunun çalışmadan bir şey yapmayacağını kanıtlamıştı. Uzun uzun düşündükten sonra başımın üstünde bir ampul aydınlandı. Artık çaresizce beklemek yerine insanlara katkı sağlayacağı ve bir çoğunun etkileneceği bir roman yazmaya karar verdim. Hiç vakit kaybetmeden kalemi sol elime, defteri de sağ yanımda duran banka koydum. İçimi ferahlatan bu fikir bana oldukça iyi geldi. Hem bana arkadaş olacak hem de para kazandıracaktı. Hayatımı romana çevirmek biraz cesaret biraz azim gerektirecekti…
BİR HAYAT ROMANI!
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
2 Yorum
Beğenilenler