Kendi Anlatımıyla Bir Garip Orhan Veli
Bu dünyadan geçen bir garip Orhan veli vardır. Kimileri çok iyi bilir onu kendilerini buldukları dizeleri sayesinde kimileri edebiyat dersinden adını duymuştur. Benim en üzüldüğüm insanlar şüphesiz Orhan Veli’den haberdar olmayanlardır. Bu dünyaya bir kere gelen birinin bir Orhan Veli dizesi okumaması, düşünmemesi ne üzücü. Peki kim bu Orhan Veli diye uzun uzun anlatmaktansa kendi anlatımıyla;
“1914’te doğmuş, 1 yaşında kurbağadan korkmuş. 9 yaşında okumaya, 10 yaşında yazmaya merak sarmış. 13’te Oktay Rıfat’ı, 16’da Melih Cevdet’i tanımış. 17 yaşında bara gitmiş. 18’de rakıya başlamış. 19’dan sonra avarelik devri başlamış. 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrenmiş. 25’te başından bir otomobil kazası geçmiş. Çok aşık olmuş. Hiç evlenmemiş,…”
Söz konusu şiir yazmak olunca affetmemiş Orhan Veli abimiz. Adeta başkaldırmış kendi dönemine, önceki dönem şiir kalıplarına, nasıra da yazmış, güzel havaya da, beklenen sevgiliye de, rakı şişesinde balık olmaya da, . Kendisine çok karşı çıkan olmuş, dışlayan olmuş “Şiir öyle yazılmaz.” Diyenler olmuş ama garip inancı işte pes etmemiş vaz geçmemiş yazmış.
Sevilmemesine anlatırken kendini bir çocuğun yerine koymuş, sevmenin acısını, güzelliğini çocuk masumiyetinde yazmış. sevmenin büyüklüğünü anlatmış kendi tarzıyla kendi bakış açısıyla….
“ Bir çocuk ne anlar sevmekten?
Ne anlar ki sevgi uğruna ölmekten
Ne anlar yaşam nedir, dünya ne?
Her şey tozpembedir onun gözünde
Hep umut vardır o küçük yüreğinde…
Karanlıkta aydınlık hisseder
Olmayacak sevdaya olur der..
Ben de çocuğum ve cezalıyım…cezam sevilmemek
Tek suçum ise seni be canım seni sevmek….”
Memurluğun ona verdiği hayat dersimidir bilinmez ama oturmuş yaşama baş kaldırı niteliğinde bir şiir yazmış, eleştirmiş pahalılığı, yoksulluğu ama bunları yaparken hayattan da nefret etmemiş. Sarılmış sıkı sıkıya gökyüzüne, doğaya.
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
Ankara’da bir gece sokakta belediye çukuruna düşmüş ve başından yaralanmış. İki gün dinlendikten sonra İstanbul’a gitmiş. İstanbul’da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirmiş ve hastaneye kaldırılmış. Alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi edilmiş, ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşılmış. Aynı gün akşama doğru komaya girmiş ve gece yarısı olmadan bu dünyayı terk etmiş. Kimi insana göre karamsar, kimine göre umut dolu Garip adam Orhan Veli.
Kimse duymadan ölmeliyim
Ağzımın kenarında
Bir parça kan bulunmalı.
Beni tanımayanlar
“Mutlak birini seviyordu” demeliler.
Tanıyanlarsa, “Zavallı” demeli,
“Çok sefalet çekti..”
Fakat hakiki sebep
Bunlardan hiçbirisi olmamalı…
Bir Orhan Veli dizesinde kendini bulan herkese selam olsun!