Bir çocuk,büyüdü…

Hayat bir uçurtmaya benzemiyor mu sizce de? İpini kaçırdığınız an bir umutla peşinde koşturmuyor mu bizi? Ben ipin ucunu kaçıralı çok olmuştu. Koşmuş muydum? Çok kez… Koşarken çok şey öğrenmiştim. Düşmeyi,düştüğüm yerde kalmayı ve kaldığım yerden devam etmeyi.

Bir kız çocuğunun bir günde nasıl büyüdüğünü öğretmişti bana hayat. Herkese baş kaldırıp hakkını savunan o kız çocuğu,itilip kakılırken,hakkını savunmayı içine gömüp başını eğmeyi öğrenmişti. “Hayır,o öyle değil!” ile başlayan tüm cümleler “Evet,siz haklısınız” çaresizliğiyle yer değiştirmişti.

Bir hastane koridorunda, ağlayan insanların arasında göz yaşını tutmayı ve yine bir hastane koridorunda çaresizliği üzerine sinecek kadar acıya sıkıca sarılmayı öğretmişti.

Bir şehri yakıp kül etmeyi, suç aleti olmadan öldürülmeyi, çığlıkların duyulmadığında hıçkırıklarının bir önemi kalmadığını,en çok da bir sokak lambasının dibinde sessizce dökerken gözyaşlarını yalnızlığın elinden tutabilmeyi öğretmişti.

Gözlerinin içi gülen,hayat dolu bir kız çocuğu vardı. O çocuk vuruldu,o çocuk acıyla iki büklüm kıvrandı,o çocuk yaralandı… Lakin kimse bunu görmedi. Hayır o çocuk ölmedi ama yaşamadı da. En derine gömüldü, kimsesizce. Büyüdü…

 

Nur
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Saç Uzatma Yöntemleri: Hızlı ve Doğal 10 Yöntem
Sonraki
SANAL UYUŞTURUCU “PORNOGRAFİ”

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.