Yakın zamanda çok sevdiğim bir dizi final yapmıştı. Diziyi bana sevdiren şey ise yazımın başlığında kullandığım cümleydi.Ne kadar haklı bir isyan demi bir çocuğun ruhunu öldürmekte cinayettir cümlesi, oysaki diğer dizilerde veya filmlerde bi çocuğun ruhundan bahsettikleri görülmemiştir. İlk bölümleri çok duygusal geçsede dizinin asıl amacı hayata dair dersler vermek, bu dersleri de buna benzer cümlelerle anlatmaktır. Eminim ki siz okurlarım dizinin ne olduğunu bulmaya çalışacaksınız, bazılarınız biliyor olcak ama ben yine de dizinin adını yazımın sonunda söyleyeceğim. Biraz dizinin içeriğinden bahsetmek istiyorum, Dizi İstanbul’da bir babanın ikiz evladı birinin ismi Barış diğerinin ismi ise Savaş olan, Barış’ın babası tarafından sevgisizce büyütülmesinden kaynaklanan öfkesinin kardeşi olan Savaş’ın ölümüne yol açmasıyla başlıyor aslında. İntihar süsü vererek kardeşini öldüren Barış pişmanlik duygusu içerisinde onun kıyafetlerini giyerek onun yerine geçiyor ve babasının en sevdiği oğlu savaş oluyor.
Cinayetin ardından devletin savcısı olan Fırat Bulut olay yerine geliyor ve Barış’ın Savaş’ın yerine geçtiğini anlıyor. Ama ispat edecek tek kanıt olan parmak izini almaya çalışırken Barış’ın kendi ellerini yakmasiyla karşılaşıyor. Barış çok sevgisiz büyüdüğü için ailesinden bile sevgi görmediği için ama gerçekten sevgiye muhtaç olduğu için bunları yaptığı söylenebilir. Barış’ ın yaşamında tek sevdiği kişi olan Büge dir. O da barışa iyimisin sorusunu soran ilk kişidir. Büge Savaş’la ailesinin kumar borcu olduğu için evlenmek zorunda kalmıştır. Ancak Büge de Barış ın Savaş ı öldürüp onun yerine geçtiğini anlamış fakat Barış ı çok sevdiği için polise gitmemiştir. Barış ın peşini bırakmayan savcı onun suçunu ispatlamak için elinden geleni yapsa da Barış ın karşı bir hamleyle savcıyı hapse artırmasıyla savcıyı zor duruma düşürmüştür. Savcının karinisini öldüren Barış kızıni da kaçırıp savcıya eğer karını kendinin öldürdüğünü söylemezse kızını öldürmekle tehdit ettiği bir bilançoyla karşı karşıya kalmıştır. Ve kızı için hapse mahkum olmuştur .
Bu sırada savcı akli dengesini kaybetmiştir. Savcı o kadar akıllı ki akli dengesini kaybetmeden önce ordan çıktığında Barış’ın hapse atılmasını sağlayacağı delilleri saklamıştir. Hapisten kaçmayi başaran savcı mahkum arkadaslariyla gizli bir yerde kalmış ve suçsuzluğunu ispatlayacak olan delilleri bulmanın yollarını aramıştır. Aradığı şeyleri aklına zor zor gelmesiyle yine de bulan savcı Barış ı yakalamayi başarmıştır.
Peki bu başlıkta kullandığım cümleyi söyleyen sizce bu dizide kim ?
Etrafındakiler tarafindan hiç sevilmemiş hep dışlanmış birisi olan Bariş mi yoksa barışın evladını kaçırıp onu evladiyla tehdit ettigi savcı mı. Diziyi bilmeyenler büyük ihtimalle savcının bu sözü kullandığini düşünecektir ama yanlış bir düşünce çünkü bu sözü başkasınin çocuğunu kaçıran ve o çocuğun annesini öldüren daha doğrusu ruhunu öldüren Barış söylemiştir. Dizinin adı mahkum dur