Adam kızı bir değil, iki kere terk etmişti. İlki, birlikte olamayacaklarını anladığını söylediğinde; ikincisi, bu terk edişten sonra bir kez daha kızı inandırıp bu sefer hayatından temelli çıkardığında.
İlkinde inanmıştı Lili. Zorlu geçmişinin hayalleri peşini bırakmazken birden hayatına giriverdiğinde Adam, direndi en başta. Kesin, dedi, okyanus dalgası geçiyor benimle. Sevilebileceğine inanmadığı bir dönemde Adamın verdiği değer oldukça olağandışı gelmişti.
Tanışmaları da tam bir peri masalından fırlama silsileler bütünü gibiydi zaten. Kızın sonradan öğreneceğine göre, biriyle ilk karşılaştığında hissettiklerin zamanla onu tanıdıkça ve kendi hislerini, düşüncelerini biriktirdikçe değişebilir. Önceden iyi duygular beslediğin biri sonradan seni üzebilir veya kendisinden elektrik alamadığın biri de senin hayatının aşkı olabilirdi sonradan. Ama zaman gelir, o kişiyle olan hikayenin sonuna yaklaştığında anlardın ki, ilk hissettiğin her zaman doğrudur. Ruhunun en tarafsız haliyle değerlendirirsin çünkü. Ruh bilir.
Ruh bilir de, beden elinden geleni yapmaz işte. Burada bir suçu aramak gerekirse, kesinlikle organlarımızdır! Dış dünyayı algılamamızı sağlayan beş duyu organımızla başlar her şey.
Lili’nin durumunda da öyle oldu. Adamı gördü gözleri, duydu kulakları, tattı dili, kokusunu içine çekti küçük burnu ve bedenine dokundu bedeni. Gerçi ne yapsındı duyu organları? Görevlerini yerine getiren memurlardı sadece. Asıl suç beyinde olmalıydı, evet!
Gariban duyu organlarından gelen bilgileri yanlış yorumlamış olmalıydı. Adamın günlük normal bakışlarını sanki sadece kendisine öyle bakabilirmiş gibi algılamak mesela, tam da beynin yapabileceği bir aptallık! Adam ona şiir okurken, bestelediği komik şarkıları seslendirirken o ses başkasına böyle çıkmamıştır diye düşünen Lili tam bir beyin kurbanıydı. Adamın günlük rutini, tavırları ve sözleri öyle bir büyümüştü ki gözünde, Tanrı ya da evren ya da her ikisi birden Adamı onun için yaratmış ve tüm hayatı boyunca Adam da kız da attıkları her adımda aslında birbirlerine daha çok yaklaşmışlardı sanki.
Kader olmalıydı bu! Ya da karma… Adlandıramıyordu Lili ama kozmik bir şey olduğunu hissediyordu. Hislerine de çok güvenmişti hep.