Uydurulmuş bilinmezlikler silsilesi içinde debelenişin simgeleşi bizimkisi bir nevi aldanmışlık. Yok oluşu merak kimi? Neyi? Nasıl? Kim? İşin özüne döndüğümüzde bir kayboluşun simgesi olduğumuz aşikar.
Amaç hep kendimizi bulma çabamız ve aynı zamanda deli dolu bir kaçış. Bir sorular yığını olarak kalmak kahredici, buluş ise ölümcül.
Paradokslarla dolu bu düşünceler zihnimi kurcalarken kendimi sekizinci kattaki dairemden aşağı atlarken hava da asılı kalmış bir şekilde buluyorum. Var oluş ve yok oluş arasında tam da debelendiğim noktada. Bir sorgu silsilesi bitmeyen sorular, verilmeyen cevaplar, meraksız gözler , bir unutuluş, sıradanlaşma ve yıkımın başlangıcı…
Bir karar veriyorum asılı kaldığım nokta da aynı istikamette devam ediyorum. Yere yuvarlanış ardından göğe yükseliş ve bir paradoksun çözümüyle varılan bir huzur eşiği…….,……,…….,………..,…,………………………………………………………………………………………………………………….,,…..,…,.,….,………,…,…..,…………………………..,…….,………………………………………………………………………………………………………………..,…………..,……..,,…..,..,..,………….,………………………………………………………………………………………….,…………………………………………………..