Samimiyetimizi ve sevgimizi göstermenin yöntemlerinden biri olan öpücük, çoğu zaman “masum” ya da “tutkulu-şehvetli” sıfatlarını alarak derecelendirmesi yapılan enfes bir eylem. “Öpüşmek” sözcüğünün kelime manasını düşündüğümüzde, tepiye uyum sağlamamızla birlikte gerçekleştirdiğimiz bu eylemin evrensel bir anlamı ve bilinirliği var. Faydaları da say say bitmeyen türden.
Ancak, Dünya’yı kasıp kavuran yeni tip coronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle ara vermemiz gereken bir döneme girdiğimizi de kendimize itiraf edip itkilerimize set çekmek zorunda kalabiliriz.
Öpüşmenin faydalarına kısaca göz gezdirdikten sonra zararlarını da okuduğunuzda hak vereceğiniz birden fazla sebep olduğunu göreceksiniz.
“Öp öp öp doyamadım” demekte haklı olduğunuz durumlar
Sevdiğinize karşı beslediğiniz o güzelim duyguların bir göstergesi olan öpücük, karşılıklı olduğu taktirde eşsiz olduğu gerçeğine dayanak gösterelim; öpüşmek kesinlikle ömrü uzatıyor.
Öpüşmenin faydaları bununla da bitmiyor. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi özgüveni artırıyor, metabolizmayı hızlandırması sayesinde kilo sorununa ışık tutuyor, kan basıncını düşürdüğü gibi regl ağrılarını hafifletiyor. Tüm bunlar kanıtlanmış gerçekler. Listeyi biraz daha uzatabiliriz. Öpüşmenin mutluluk hormonu olarak bilinen oksitosin, endorfin, serotonin ve dopamin gibi hormonları salgılamasıyla mutluluğa mutluluk katıyor. Hatta tutkulu bir şekilde öpüşmek, dillerin sevişmesiyle ortaya çıkan salgı alışverişi nedeniyle diş plaklarını yok etmeye katkı sunar ki bu da, diş çürüklerinin önemli sebeplerinden birinin yok edildiği anlamına geliyor.
Öpüşmek zarar verir mi?
Öpüşmek, faydalı olduğu kadar zarar verme potansiyeli olan bir eylem. Bunun temel nedeni ise bakteri alışverişi. Az önce okuduğunuz satırlarda diş sağlığına katkı sunan salgı alışverişi, Connie White’a göre aynı zamanda ağız yoluyla 500 farklı bakteri türünün alışverişe dahil olması demek. Bu bakterilerin bir kısmının zararsız olduğunu aktaran bilim insanları, yine de bakterilerin hassas bir yapıya sahip olan dil için tehlike oluşturabileceğini belirtiyor.
Öpüşmek ve uçuk tehlikesi
Öpüşmek ile birlikte meydana gelen bakteri alışverişi kenarda dursun, bir başka tehlike, uçuk. Bilim dünyasında Herpes simplex olarak adlandırılan virüsün yarattığı uçuk, öpüşme sırasında çok hızlı bir şekilde bulaşabiliyor ki işte bu durum, öpüşmenin tüm faydalarının bir anda silindiğinin göstergesi oluyor.
Grip ve soğuk algınlığı da öpüşmek ile birlikte bulaşma özelliğine sahip hastalıklar olarak biliniyor.
Salgın dönemlerinde öpüşmek uzak durulması gereken bir eylem
Özellikle düzenli ilişkiye sahip olmayan, çok eşli ya da sık sık partner değişikliği yapan insanların uyarılması gerektiğini düşünen uzmanlara göre salgıların yer değiştirmesi ve bakterilerin alışveriş yoluyla bulaşması risk puanını yükseltiyor.
Konuyla alakalı olarak 2009 yılında verdiği demeçte salgın hastalık dönemlerinde öpüşmek ve tokalaşmak gibi eylemlerden uzak kalınması gerektiğini açıklayan enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke; ”Kirli ellerin ağız ve buruna teması yoluyla da hastalık bulaşır. Bu dönemde (salgın-pandemi) tokalaşmamak ve öpüşmemek gerekir. Öksürürken ya da hapşırırken ağız kağıt mendille kapatılmalı, mendil derhal çöpe atılmalıdır. Hastalanan kişi toplum içinde dolaşmamalı ve istirahat etmelidir. Bulunulan ortam da sık sık havalandırılmalı ve temizlenmelidir.”
Prof. Büke, küresel anlamda her yıl milyonlarca insanın gribe yakalandığını ve yüz binlerce insanın bu virüsten kurtulamayıp hayatını kaybettiğini kaydederek; bu tür virüslerin 40 yılda bir ortaya çıktığını ve toplumun yarısına yakınını etkilediğini kaydederek; “Grip, akciğer enfeksiyonu ve zatürreye çevirdiği zaman ölümcül bir hal alıyor. 65 yaş üzerindekiler, çocuklar, hamileler, kronik karaciğer, akciğer ve böbrek hastaları risk grubunda bulunuyor” uyarısında bulunmuştu.
Coronavirüs salgını hızla yayılırken dikkat edilmesi gereken altın kurallardan biri
Prof. Büke’nin 2009 yılında grip için sarf ettiği bu sözler ve uyarılar kuşkusuz coronavirüs için de geçerli. 118 ülkede görülen ve şu ana kadar geçen 3 aylık sürede yüz binden fazla insanın canını alan coronavirüs, daha tehlikeli ve korkutucu bir profil çiziyor.