“Zamanda yolculuk, insan beyninin bıkıp usanmadan yaptığı bir şeydir. Bir kararla karşı karşıya olan beyin, farklı sonuçların simülasyonunu kurarak tahmini bir gelecek modeli oluşturur. Zihinsel olarak kendimizi şimdiki zamandan ayırabilir ve henüz var olmayan bir dünyaya yolculuk yapabiliriz.”
Bu satırlar adını ‘İncognito’ ile duyurup ardından ününü ‘Beyin: Senin Hikâyen’ adlı kitabıyla devam ettiren Amerikalı yazar ve nörobilimci David Eagleman’a ait. Kitapta hem bölüm adlarının ‘Ben kimim?’, ‘Gerçeklik nedir?’, ‘Kontrol kimde?’, ‘Nasıl karar veririm?’, ‘Size ihtiyacım var mı?’ gibi sorulara cevap arayan şekilde okuyucuyu etkin kılması hem de geçmişten gelip geleceğe de ‘Kime dönüşeceğiz?’ sorusuyla farklı bir bakış açısı geliştirmesi yazarın başarısını bir kez daha kanıtlıyor. Bölümlerin kısa kısa alt başlıklardan oluşması okumayı kolaylaştırırken aynı zamanda Eagleman’ın bizzat kendi yaptığı deneylere de görsellerle birlikte yer vermesi kitabı daha da etkileyici kılıyor. Okuyucu böylesine uzmanlık gerektiren bir alanda bile ayrıntılarla boğmayan, bilimsel kitapların sıkıcılığına dair oluşan tüm ön yargıları yıkabilecek bir kitap.
Kitapta yer alan bazı kısımlara dikkat çekecek olursak “İnsanların binlerce kuşak boyunca yineledikleri yaşam döngüsü aşağı yukarı aynı. Doğuyoruz, kırılgan bir bedeni idare etmeye çalışıyoruz, bize sunulan küçük bir duyusal gerçeklik kesitinin tadını çıkarıyoruz ve ölüyoruz.” sözleriyle insanı ve onun yaşamını ne kadar basit bir şey gibi gösterse de “Her birimiz, genlerimiz ve deneyimlerimizin yönlendirmesiyle kendi çizgimiz üzerinde yol almakta olduğumuzdan, her beyin de kendi içsel yaşamına sahiptir. Bir kar tanesi ne kadar benzersizse, bir beyin de öyledir. Sahip olduğumuz trilyonlarca bağlantı hiç durmaksızın tekrar tekrar oluştukça, ortaya çıkan ayırıcı örüntüler, sizin gibi birinin daha önce var olmadığı ve bundan sonra da var olmayacağı anlamına gelir. Tam şu anda deneyimlediğiniz bilinçli farkındalık, yalnızca ve yalnızca size özgüdür”. sözleriyle de aslında hayatlarımızın birbirinden ne kadar farklı ve benzersiz olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu kısım belki de sizlere kitabın çok küçük bir bölümü hakkında fikir veriyor olabilir ancak nörobilime ve psikolojiye biraz olsun ilginiz varsa bu kitabı sizlere şiddetle tavsiye ediyoruz. Keyifli okumalar…