Selam, Beyaz Şaton ne durumda?
Son gördüğüm neşeli bir ortam vardı, ben girmedim tabi içine, sen söyledin bana öyle, şen şakrak diye.
Bide ben yanına gelirken kendimi nasıl hissediyorum biliyor musun?
Parmaklıklardan geçici bir süreliğine çıkıp, Gardiyana; “hemen döneceğim, nefes almaya ihtiyacım var.” Diyip, izinsiz şekilde çıkan bir mahkum gibi. Çünkü kalıcı olarak yanında kalamıyorum ve yanında değilken nefes falan alamıyorum.
Maske harici oksijen alımımı kısıtlayan sen varmışsın yani benim için, bunu bu şekilde öğretmeyi seçti bana hayat.
Varlığın büyük ama geçici bir hediye.
Çünkü eninde sonunda gardiyanın yanında alıyorum soluğu. Kısıtlanıyor mutluluğum, daralıyor nefesim. Özlüyorum be seni bu tımarhane de. Çok özlüyorum hem de bilesin. Rengi bembeyaz olsa dahi, gözüme adeta bütün renkleri seren o güzel şatonun kraliçesi, iyi ki yanında nefes alıyorum ben.İyi ki huzur doluyorum sevdiğim için seni.
Geçmişime bakıyorum da sarıldığımız anlar harici bana huzur veren çok az şey varmış. İlk kez denediğimde bayıldığım bir tatlı veya yeni başladığım bir kitabın, akıp gidip, son satırlarına beni götürdüğü anki veda anının verdiği burukluk gibi. Özel anlarımın başında geliyorsun yani kısacası ve ben bundan çok memnunum.
Hoş duygu, fevkalade bir his, seninle olmak.
Daim olması dileğiyle, seviyorum seni Beyaz Şatonun Kraliçesi.