Bu yazıda sizlere 2019 yılının Ocak ayında ziyaret etme fırsatı bulduğum ve ayak basar basmaz büyülendiğim bir şehir olan Mardin’den bahsetmek istiyorum. Atmosferi kesinlikle dizilerde filmlerde gördüğümüzden çok daha farklı. Medyada yansıtılan ile alakası olmayan bir atmosfere sahip. İnsanları oldukça samimi ve sıcak. Herhangi bir aksilik yaşadığım anda herkes sizin hayatınızı kolaylaştırmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Kendinizi evinizde hissediyorsunuz.
Mardin yolculuğu benim için o kadar büyüleyici oldu ki orada geçirdiğim birkaç saat bana fırsat bulduğum ilk anda yeniden Mardin’e dönme arzusu kazandırdı. Şehirin yapısı ve mimarisi de, insanları ve yaşam biçimleri de beni açıkçası çok etkiledi. Onların sıcak tavırları ve hatta sokakta gördüğüm hayvanların bile enerjisi o kadar farklıydı ki büyülendim.
En Büyük Şansım: Mükemmel Zamanlama
Mardin gezimizi özellikle kış aylarına denk getirmeye çalıştık. Eski Mardin’in bu tarihlerde bizim için daha büyüleyici olacağının farkındaydık. Nitekim her şey beklediğimiz gibi oldu. Bizim Mardin’i ziyaret ettiğimiz gün hava oldukça sisliydi. Bu sebeple eski Mardin’den aşağıya baktığımızda neredeyse hiçbir şey göremiyorduk. Ancak bu eski şehirin içindeki atmosferi daha büyüleyici bir hale getiriyordu.
Öncelikle kahvaltı yapmak için küçük ama oldukça sevimli bir kafe bulduk. Günün ilk müşterileri Olduğumuz için kahvaltı salonunun ortasındaki sobanın yazılışına da şahit olma fırsatı yakaladık. Ardından siparişimizi verdik ve hararetle yanmaya başlayan sobanın üzerine bıraktıkları demlikten taze çayınızı içmeye başladık. Ettiğimiz kahvaltı belki de her şehirde bulabileceğimiz bir kahvaltıydı ama atmosfer mükemmeldi.
Mistik Bir Şehirde Adım Adım
Buradan çıktıktan sonra madeni eski çarşılarına gezmeye başladık. Açık çarşıların yanısıra Mardin’de pek çok pasaj ve han da bulunmaktaydı. Bu çarşılarda aradığınız her şeyi bulmanız mümkün. Baharat ve gıda ürünü, tekstil ürünleri ve giyim eşyaları, bakır ve çelik ürünler… Eski şehirin çarşısı ne arıyorsanız bulabileceğimiz ve çarşıların olduğu dar ve oldukça sinematografik sokakalara da hayran kalacağınız eşsiz bir ambiyansa sahip.
Ayrıca şehrim esnafı da oldukça kibar. Herhangi bir mekana yemek yemeye girdiğiniz zaman da, sadece merakımızdan fiyat sormaya girdiğiniz yöresel işler yapan bir dükkanda da insanlar sizi muhabbetle karşılıyorlar. Ve ellerinde o anda ne varsa size ikram ediyorlar. Acı kahveler, şekerler, lokumlar, bir fincan çay… İnsanlar size sadece bir şeyler satmanın derdinde değiller. Sizi ağırlamak ve mutlu olduğunuzdan emin olmak istiyorlar. Ve kesinlikle yapmacık bir tavır takınarak sizi rahatsız etmiyorlar. Doğuştan kibar, merhametli ve misafirperverler.
Ayrıca Mardin bilindiği üzere pek çok uygarlığın evi olmuş ve eşsiz bir tarihe sahip bir şehir. Bunun izlerini attığınız her adımda görüyorsunuz. Kiliselerin bahçelerinde, camilerin avlularında, evlerin taş duvarlarının sakladığı dar ve mistik sokaklarında bu tarihin mirasını hissedebiliyorsunuz.
Mardin’de Gece
Mardin’de, yani eski kentte zaman geçirmek gündür ne kadar büyüleyiciyse gece de o kadar büyüleyici. Öncelikle müthiş bir eğlence kültürleri var. Ne yapmak istediğinize karar vermeniz ve bir mekana girmeniz yeterli. Biz daha sakin bir eğlence seçmek istediğimi için canlı müzik yapılan bir kafeye gittik. İnsanların hem müziklerini dinledikleri hem de birbirleriyle sohbet ettikleri harika bir atmosfer vardı. Burada bize sıcak şarap servis edildi. Hayatımda içtiğim en güzel sıcak şarap olduğunu söylememe herhalde gerek yok. Mardin maceramızı böyle harika bir akşam ile noktaladık.
Döndüğüm günden beri Mardin’e yeniden gitme planları yapıyorum. İlk fırsatta bu planlarımı gerçekleştireceğim.