Yazın tatil boyunca otomobillerin fazlalığından ve aracımızı park edecek yer bulamamaktan muzdarip olmaktan yorgun düşmüştüm. Tatil miydi yoksa işkence miydi belli değil. Zaten eğer bulunduğum yerden başka bir yere iki üç günlüğüne gitmişsem ve vakit de darsa kalacak yer bulma, aracı park etme derken etrafı görüp gezme vaktim kısalıyor ve tatil giderek strese dönüşüyordu. Neden bu kadar çok araç vardı her yerde? Yaşadığım şehirde trafikten bıkmış biri olarak en azından yazlık yerlerde bu sorunu yaşamak istememiştim ama yine gelip beni bulmuştu işte. Hele ki dönüş yolunda iki saat yol çalışması nedeniyle aracın içinde beklemek bir ızdıraptı. Ülkemizde kişi başına düşen araç sayısının diğer ülkelere oranla çok fazla olduğunu düşündüm ve araştırdım.
DURUM HİÇ DE ÖYLE DEĞİLMİŞ!
İnternette yaptığım kısa bir araştırmadan sonra durumun sandığım gibi olmadığını öğrendim.. Türkiye kişi başına düşen otomobil sayısında diğer ülkelerin gerisinde kalıyormuş. Son yıllarda sahip olunan araç sayısı iki Türkiye de her ne kadar iki kat artmış olsa da Avrupa ülkelerinde kişi başına düşen otomobil sayısı yine de Türkiye’den fazla. Lüksemburg kişi başına düşen araç sayısında birinci sırada yer alıyor. Tabi bu bilgiler 2016 yılının verileri üzerinden verilmiş. Lüksemburg’u İtalya, Malta ve Finlandiya izliyor. O zaman araçların bu kadar tıkış tıkış olmasının iki sebebi olabilir. Yüz ölçümü yetersizliği ve nüfusun fazla oluşu ya da düzensizlik. Şimdi diyebilirsiniz tatil yerlerine yazın akın eden insanların birikiminden olabilir diye. Evet bu durum kesinlikle doğru fakat, kışında diğer şehirlerimizde durum değişmiyor. Trafik ülkemiz için hep bir sorun oluşturuyor. Diğer ülkelerin nüfus ve yüz ölçümü oranlarına detaylı olarak bakarsak yine de bunun sebebi budur diyemiyoruz. Sadece bazı ülkelerin Belçika, Hollanda Yunanistan gibi, nüfusları gerçekten az. Fakat Almanya’nın nüfusu neredeyse bizimle aynı. Almanya’da trafikte oldukça disiplin gerektiren katı kurallar var. Mesela yola kaza ile benzin dökersen gelip seni buluyorlar. Zaten Almanya genel olarak disiplini seven bir ülke. Ayrıca araç sayısının artmasından yana değilim, çünkü çevreyi korumak adına katı kurallarımız yok, araç sayısının artması daha çok çevre kirliliği anlamına geliyor neticede.
ÇÖZÜM NEDİR?
Artan nüfus ve artmayan yüz ölçümü oranlandığında trafik giderek bizler için sorun olmaya devam edecek gibi görünüyor. Trafiğe yeni kurallar getirilmesi şart. Sürekli paralı yollar, parasız yeni yollar yapılıyor ama ne kadar yol yapılsa araç sayısı o kadar artıyor gibi. İşin içinden ben de çıkamadım. Belki sizin bir fikriniz vardır? Aynı şekilde hava yolları da insanları bekletmekten bunaltmış vaziyette. Sürekli rötarlarla bir mücadele içindeyiz. Yoksa beklemek kader mi oldu artık bizlere?