Bazen karşınızdaki insan ne kadar güzel şeyler söylüyor olsada bilmediğiniz bir sebepten söylediği hiçbir şey size çekici gelmeyebilir. Veya düşüncelerine hiç katılmadınız birinin sözlerine ikna olmak için kendinizi i hazır hissedebilirsiniz. Yeni tanıştığınız birine bir anda kanınız kaynayabilir, ona karşı bir çekim hissedebilirsiniz. Peki, tüm bunları yaratan, biz de bu hisleri ve düşünceleri uyandıran asıl etken nedir? İşte bu etken, beden dili olacaktır.
Beden dili farkında olmayanlar için bir dezavantaj, farkında olup bunu başarılı bir şekilde kullanma yoluna gidenler İçin ise inanılmaz bir avantajdır. Beden dilini doğru kullanmayı bilen biri sosyal yaşamda daima bir sıfır öndedir. Çünkü iletişim kurduğu insanı etkilemek istediği biçimde etkileyecek, onda arzu ettiği gibi bir izlenim bırakacaktır. Çünkü bedenimizin söyledikleri de en az ağzımızdan çıkan sözler kadar önemlidir.
Beden dili ne değildir?
Beden dili denildiğinde nedense herkesin aklına ilk gelen vücudumuzu tiyatral bir şekilde kullanma halidir. Abartılı yüz ifadeleri, konuşurken aşırı derecede el ve kol hareketinden yararlanmak başarılı bir beden dili politikası yürütmek anlamına geldiğini zannedenler çoktur. İnsanların bu gerçekten abartılı ve hatta adeta bir gösteri sergiliyormuşçasına ortaya koydukları tavırlar doğru ve başarılı olduklarından değil, alışılagelmiş olanın dışında ve hatta çoğu zaman komik oldukları için ilgi çeker ve insanlar tarafından takip edilirler. Oysa çok fazla İnsanın ilgi göstermesi her zaman doğru bir tutum sergilendiği anlamına gelmez.
Önerilen İçerik: Bir Amaca Hizmet Etmek mi, Bir Varlığa Adanmak mı: İnsan Olarak Dünyaya Geliş Amacımız Ne?
Peki, doğru tutum nedir? Doğru tuttum ilk önce beden dilinin ne olduğunu öğrenmek ve sonra beden diline uygun ortam ve zamanda tüm incelikleriyle yönetebilmektir. İşte o zaman sosyal hayatınız da başarılı insanlara dönüşebilir, insanların sizi bir gösteri hayvanı gibi görmek yerine ciddiye almasını sağlayabilirsiniz.
Beden dili nedir, nasıl kullanılır?
Beden dili; jest, mimikler, el ve kol hareketleri, postur, karşımızdaki insan ve aramızdaki fiziksel mesafe ve hatta giyim tarzımızı içine alan geniş bir başlıkta incelenir. Beden dilinizi, yukarda saydığımız tüm maddeler doğrultusunda doğru bir şekilde yönetemediğiniz sürece başarılı bir iletişim kurmanız pekte söz konusu değildir.
Tüm bu maddeler aslına bakıldığında genel geçer değildir. Özellikle duruşunuz, giyim kuşamınız ve El kol hareketleriniz ortama ve zamana göre değişiklik göstermek mecburiyetindedir. 40° sıcakta ve bir deniz kenarında insanlarla üzerinizde yün kazak varken konuşmaya çalışırsanız anlattığınız şeyler ne kadar doğru ve mantıklı olursa olsun ciddiye alınma ihtimaliniz oldukça düşüktür. Ve hak verirsiniz ki karşınızdakinin sizi ciddiye almadığı bir iletişim asla başarılı bir iletişim sayılmaz. İşte bu sebeple iletişim başlamadan önce ortam zaman ve koşullar mümkün olduğunca detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir.
Beden dili kullanımında bazı kurallar:
Çoğunlukla beden dilinin kullanımında iletişim ortamını koşulları belirleyici olsa da elbette her ortam ve koşulda asla unutmamamız gereken bazı temel kurallar de vardır. İşte onlardan birkaçı:
- Zorunda kalmadıkça fiziksel temasa başvurmayın
Bazen karşımızdaki insanla sohbet ederken ona dokunmak ve bu temasla samimiyetimizi göstermek isteriz. Oysa fiziksel temas, özellikle yeni tanıştığımız insanlar için, bir samimiyet göstergesi değil aksine kişisel alana yapılmış gereksiz bir müdahaledir. Asla iyi bir izlenim bırakmaz ve rahatsız edicidir. Bundan kaçınalım.
- Göz temasını asla koparmayalım
İletişim kurduğumuz insanım daima gözlerin içine bakalım. Bu yalnızca konuşma esnasında değil dinleme esnasında da sürsün. Bir insanın gözlerinin içine bakmak, seni önemsiyorum ve söylediğin sözler benim için anlamlı demektir. Ve zaten bu mesajı vermediğiniz bir iletişim de başarılı bir iletişim değildir.
- Ellerimizi ve kollarınızı bağlamayalım
İletişim esnasında ellerin veya kolların bağlı olması, karşımızdaki insanın bilinçaltında, onunla iletişim kurmak istemediğimiz veya ne söylerse söylesin ona karşı bir savunmayla ve farklı bir düşünceyle cevap vereceğimiz izlenimi yaratır. Ben iletişime kapalıyım, ne söylersen söyle beni ikna edemeyeceksin, seni dinlemekten mutlu değilim demekle aynı şeydir. Aynı zihnimiz ve algımız gibi ellerimiz ve kollarımızda açık ve iletişime hazır olmalıdır.
Önerilen İçerik: Hepimiz Mutluluğa Sahipken, Mutluluk Yanı Başımızda Bize Gülümserken Neden Mutsuz Olmayı Seçiyoruz?