Durup bir an düşündüğümde hayattaki varlığının kıymeti, kırdığın insanların sayısıyla orantılı sanırım.Düşünsene hayata gelmişsin ,ne yapacağını bilmiyor olabilirsin,geçiş döneminde olabilirsin,çok iyi günlerini de yaşıyor olabilirsin ama nası bir psikolojidir ki insanları kırmaya başlamışsın.Yaptığın elle tutulur tek şeyin insanları kırmak olması nasıl bir şeydir ? Ben bilerek insanları yaralamaya çalışanlar görüyorum.Ruhları zedelenmiş ve herkesi de kendi karanlığına çekmek isteyen.
Gerçekten kırılmak nedir?
Gerçekten kırılmak, sesinin bile bir an çıkamadığı, tepkilerini belirleyemediğin o haksızlığa uğrama anıymış.Kendinin öyle olmadığını anlatmak istesen de karşındakinin yerleştirdiği kalıpta çırpınmakmış. Bir şey okumuştum sıkıntı anını bir su birikintisindeymiş gibi düşün.Ve sen çırpındıkça kendi kendini dibe çekiyorsun.Sırt üstü yatsan, kafanı toplayıp gerçek çözüm yolunu bulsan, aslında yapabileceğinin en iyisini yapmış olurmuşsun.Çaresizlik değil bu olgunlukmuş.Canın acıdı diye can yakmamak olgunlukmuş.Gönlünü dalgalandırma.