Bastırılmış duygular.
İçimizdeki fırtınayı kimse bilsin istemeyiz. Neler vardır o içte, yaşanmışlıklar
Yaşanmamışlıklar. Öfke duyarız bazen, söyleyemeyiz karşımızdakine ya da hiç kimseye.
Severiz sevilmeyiz. İçimizde yaşarız her duyguyu. Mecbur bırakılıyoruz bazen de,
Sanki biz insan değilmişiz gibi, hep susarız ve ya susturuluruz. En çokta engelli bireyler
Ve kadınlar yaşıyor bu durumu. Dayak yeriz susarız, taciz ediliriz susup, içimizdekilere
Ekleriz. Tecavüze uğrarız bir şey diyemeyiz biz kadınlar suçlanırız, korkar içimizdeki duygulara
Bir ekleme daha yaparız.
Engelliler savaşçılardır benim gözümde. Kimi zaman sokaktaki kaldırımlarla savaşırlar,
Kimi zaman bazı insanların bakışlarıyla savaşmak zorunda kalırlar. Kapısının önündeki
Merdivenle savaşıyorlar. Bir engelli için, hayat mücadelesi engelsiz bireylerden biraz daha
Zordur. Sağlıklı bir insan kolay iş bulabilir iş kurabilir. Engelli bir insan kolay kolay iş bulamıyor.
Ya iş yeri çalışmasına uygun değildir, ya işveren engelli bir çalışan istemez ya da ailesi
Çalışmasına izin vermez. Ona bir şey olur endişesiyle. İçimize atar yine susarız.
Engellilerin aşkları da sevdaları da canlarını yakar. Bir engelli birey sağlıklı bir insanı
Seviyor fakat o, onu sevmiyor. Karşılıksız aşk can acıtır. Ona söylesem mi? Söylemesem mi?
Diye, geçirir aklından, vazgeçer sonra. Bir de arkadaşsa sevdiğiyle, onu kaybederim
Korkusu ile susar ve içinde yaşar duygularını. Yaşayamadıklarını içinde yaşamaya başlar
Kâh ağlar kâh güler onu hatırlayarak.
Herkesin vardır bir derdi ve ya dertleri. Engelli engelsiz ayırt edilemez sıkıntılar konusunda.
Engellilerin hayatlarına bakıldığında yaşamları daha zordur. Şöyle örnek vereyim,
Engelli kişi sokaktaki engellerden fırsat bulup da bir kafeye gidip tek başına oturmaz.
Bir şeye kızıpta çekip kapıyı gidemez. İlla birinin yardımı ile bir yere gidebiliyor.
Sağlıklı insanlar bağımsızdırlar, rahatlıkla hareket edebiliyorlar, istedikleri zaman
Kendi başlarına rahatça gezebiliyorlar. Bir yere gidip oturuyor.
O yüzden engellilerin yaşantıları çok daha zor.
İç dünyalarında yaşarlar duygularını. Hüzünlerini belli etmemeye çalışırlar.
Engelli aileleri de yansıtmazlar iç dünyalarını. Her ne olursa olsun çocuklarına
Güler yüzlü görünürler onlar üzülmesin diye. İki tarafta bir birlerinin hüzünlerini
Bile bile gülümser, bilmezlikten gelirler. Belki de anne baba keşke, keşke
Benim kızım ve ya oğlum bu durumda olmasaydı birlikte gezseydik. Malum
Bazı engelliler okula kabul edilmiyor. Değişik nedenlerden dolayı.
Keşke benim çocuğumda diğer çocuklar gibi okula gidebilseydi diyorlardır.
Ben kendimden örnek vereyim. Bu tür düşünen ailelere,
Bende okula hiç gidemedim. Okumayı ve yazmayı kendi çabalarımla
Öğrendim. Ailemin iç dünyasında neler var, ne hissediyorlar bilmiyorum
Merakta etmiyorum açıkçası. Onlar da benim içimdekileri bilmiyorlar,
Bilmelerini de istemem. Ailelere nacizane tavsiyem, iç dünyalarını hep
Aydınlık tutsunlar, olumsuzluğa neden olacak hiçbir şey düşünmesinler.
Engelli arkadaşlarıma da küçük bir tavsiye, neye eliniz yatkınsa onu yapın.
Sen yapamazsın, sen başaramazsın gibi, sözlere aldırış etmeyin, ne yeteneğiniz
Var ise onu kullanın, yapamazsın edemezsin diyenlere inat, engellileri görmezden
Gelenlere inat.
Rukiye Türeyen!